Karaciğer Yağlanmasının Nedenleri ve Tedavisi
Karaciğer yağlanması nedir?
Karaciğer yağlanması; normalin üstünde yağ birikintisi nedeniyle gelişen bir karaciğer rahatsızlığıdır. Yağlanma derecesinin artmasıyla karaciğerde iltihaplanma oluşumları başlar ve organ fonksiyonları azalır. Sonuç olarak ise karaciğer hücrelerinde nekroz; yani harabiyet yaşanır. Bu durum ise karaciğer kanserine ve siroza zemin hazırlayabilir. Hepatosteatoz olarak ifade edilen bu hastalık; sinsice ilerleyerek, belli bir seviyeye gelmeden belirti göstermez.
Karaciğer yağlanması belirtileri nelerdir?
Karaciğer yağlanması erken evrede belirti veren bir hastalık değildir. Belirti vermediği gibi, günlük yaşamda herhangi bir soruna da neden olmaz. Ancak, hastalığın seviyesi ilerlediğinde karnın sağ üst kısmında basınç ve doluluk hissi oluşur. Bunun nedeni; karaciğerin büyümesi ve çevre doku ile kemiklere oluşturduğu baskıdır. İleri yağlanma ve büyüme olan bir hastanın kaburgaları arasına doğru basınç olacağı için uzman doktor tarafından yapılan fiziki muayenede tespit edilebilmektedir. Bunun dışındaki belirtilerini şöyle sıralayabiliriz:
- Enerjide düşüş
- Halsizlik
- Göğüs ve karın bölgelerinde ağrı
- İştah kaybı
- Mide bulantısı ve kusma
- Sarılık
Karaciğer yağlanması nedenleri nelerdir?
Karaciğer, vücuttaki yağ metabolizmasında rolü önemli bir organdır. Çalışması ve enzim dengesi pek çok nedenden ötürü bozulabilir ve bu durumda yağlanma ve büyüme gelişir. Oluşum faktörlerinin en başında; sağlıksız beslenme gelir. Gün içinde vücuda alınan besinler, günlük yağ miktarı, öğün sıklığı ve öğün ile uyku arasındaki zaman dilimi gibi beslenme ile ilgili birçok etken; sağlıklı ve dengeli olarak ayarlanmadığı zaman karaciğer yağlanmasının gelişmesi kaçınılmazdır. Bunun dışındaki risk faktörleri şunlardır:
- Obezite
- Alkol kullanımı
- Sigara içme
- Hızlı kilo alma ve hızlı kilo verme
- Düzenli olarak kullanılan bazı ilaçlar
- Hareketsiz ve düzensiz yaşam tarzı
- Yüksek kolesterol
- Şeker hastalığı
- Toksin içeriği yüksek besin tüketimi
- Hamilelik
Karaciğer yağlanması tedavisi nasıl yapılır?
Basit karaciğer yağlanması durumunda, hastaya ön tanı konulduktan sonra; ideal kilo üzerinde olan veya durumu obeziteye yaklaşmış hastaların bir diyetisyene yönlendirilerek diyete başlamasının sağlanması gerekir. Bunun yanında, düzenli egzersiz de önemlidir. Şeker hastalarında oral diyabet önleyen ilaçların ve gerek duyuluyorsa insülin uygulamasıyla kan şekeri regülasyonun sağlanması ve takip edilmesi önemlidir. Hiperlipidemisi olan hastaların kan lipidlerini dengeleyen yardımcı ilaçların kullanımı gerekir. Bu tedaviye uyan hastalardaki basit karaciğer yağlanması kolay ve hızlı bir şekilde tedavi edilecektir. 6 ay boyunca tedavi uygulanan; ancak enzim yüksekliği hala aynı olan hastalardan karaciğer biyopsisi alınarak hastalık evresi, neden olduğu hasar seviyesi konusunda araştırma yapılmalıdır. Birinci evre yağlanma daha kolay döndürülebilirken, fibrozis ve siroz gelişmiş karaciğerlerde yağlanmanın döndürülebilmesi için yıllar geçmesi gerekebilir. Bu hastaların; doktorun önerdiği tedaviye ek olarak; egzersiz, diyet ve kan şekeri kontrolüne özen göstermesi önemlidir. Son olarak, karaciğer yağlanması hangi evrede olursa olsun; alkol tüketimi ve sigara kullanımından uzak durulmalıdır.
Benzer Yazılar
Kış ayları kronik böbrek yetmezliği olan veya böbrek nakli olmuş hastalar için zor aylardır.
Prostat kanseri; erkeklerde en çok görülen kanser çeşididir.
Nefrotik sendrom önemli bir hastalık grubunu temsil eder. Küçük yaşlarda olan çocukları etkisi altına almaktadır. Böbreklere zarar veren bu hastalık, nefronların deforme olması ile kendini göstermektedir.
Kronik böbrek hastalığı; önemli bir toplum sağlığı sorunudur.
Yapılan araştırmalar ile erişkinlerin yaklaşık olarak %33’ünde hipertansiyon rahatsızlığının olduğu kanıtlanmıştır.
Beyin hasarı almış hasta, hastanenin yoğun bakım merkezine yatırılır.
Organ nakli operasyonu; nakile ihtiyaç duyan hastaların yaşamlarını devam ettirebilmeleri ve sürdürüyor
Türkiye’de organ bekleyen kişi sayısı kadavra nakillerinin yetersizliği nedeniyle gün geçtikçe artıyor
Aşırı tuz tüketimi, diyabet rahatsızlığı, kiloda artış, tansiyon ve bazı tedavisi zor olan idrar yolu enfeksiyonları kronik böbrek yetmezliğine neden olan faktörlerdir.
Suyun yaşamımızdaki katkısı büyük. Öyle ki; su olmadan organlarımızın çalışabilmesi ve yaşamımızı devam ettirmemiz mümkün değil! Su, bizim vazgeçilmez yaşam gücümüz. Vücudumuzun yaklaşık yüzde 60’ını oluşturuyor ve her şeyin problemsiz bir şekilde çalışmasını sağlıyor.