Myastenia Gravis Nedir? Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Myastenia gravis nedir?
İskelet kaslarında çeşitli seviyelerde zayıflamalara sebep olan hastalığa, myastenia gravis adı verilir. Bu hastalık kronik ve otoimmün bir sinir kas hastalığıdır. Sinir uyarılarını bilinçli bir şekilde kontrol ettiğimiz kaslara iletilmesindeki bir bozukluktan kaynaklanan myastenia gravis, doğuştan gelen ya da bulaşan bir hastalık değildir.
Myastenia gravis nasıl oluşur?
Vücudun yabancı maddelere karşı savaşma görevini üstlenen savunma tanecikleri olan antikorlar, sinirsel uyarının iletilmesini yerine getiren asetilkolinin algılayıcısını hasara uğratır. Bu reseptörlerin yok edilmesi; sinirler ve kaslar arasındaki işleyişi engelleyerek, kaslarda güçsüzlük kaybına yol açar. Hastalık yüzünden en çok etkilenen organ ve işleyişleri şu şekilde sıralayabiliriz:
- Gözler ve göz kapakları
- Yüzdeki ifadeler
- Konuşma
- Çiğneme yutma
- Boyun, bacak hareketleri ve nefes alan kaslar
Myastenia gravisin belirtileri nelerdir?
Miyastenia gravis hastalığının belirtileri aniden başlayabilir. Çoğu zaman dinlenerek iyileşme gösterdiği için, duyulan kas güçsüzlüğü; gün içinde artış gösterip, azalabilmektedir. Fakat, uzun bir süreyi ele aldığımızda; myestenia gravis semptomlarının zaman içerisinde ilerlemeye eğilimli olduğunu, hastalık başlangıcı itibariyle yaklaşık birkaç yıl içinde daha ağız evrelere ulaşabileceğini söyleyebiliriz. Myastenia gravis hastalığı; kontrolümüzde olan kaslardan bazılarına olan etkisi, diğer kaslarımıza kıyasla çok daha fazla etki eder. Buna örnek olarak; göz ve göz kapağı kaslarını gösterebiliriz. Belirtileri ise şöyledir:
- Göz kaslarında zayıflık
- Yutmada güçlük
- Konuşmada bozukluk
- Bir ya da her iki göz kapağında düşüklük (pitoz)
- Bbulanık ya da çift görmek (diplopi)
- Yürümede zorlanmak
- Yüz ifadesinde değişiklik
- Nefes darlığı
- Konuşmada bozukluk (dizartri)
- Kol, bacak, boyun ve ekstremitelerinde zayıflık
Kas zayıflığının derecesi kişiden kişiye değişiklik gösterebileceği için, bu durum; bir bölgede olabilir ya da pek çok kası etkileyerek genelleştirilebilir.
Myastenia gravis hastalığı için uygulanan tedavi yöntemleri nelerdir?
Myastenia gravis hastalığının tedavisi; mevcut kas zayıflığının şiddetine, hangi kas gruplarını etkilediğine, yaşa ve kişinin genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterebilir. Uygulanan tedavi yöntemlerini aşağıda açıkladık.
- Antikolinesteraz ilaçlar: Sinir uyarlarını, kaslara iletmekten görevli olan asetilkolinin parçalanmasını önleyen ilaçlardır.
- İmmünsüpresif ilaçlar: Bağışıklık sisteminin aşırı çalışması sonucunda kendine ait mekanizmalara saldırmasıyla geliştiği için, bağışıklık sistemine bu ilaçlar ile baskı uygulanabilir.
- Plazmaferez: Hastalığa yol açan bağışıklık sistemi parçalarının, kan dolaşımından temizlenmesi prosedürüdür.
- Timektomi: Miyastenia gravis belirtilerinin azaltılması, ortadan kaldırılması ve bağışıklık sistemine dengenin sağlanması için; timus bezinin cerrahi ile alınmasıdır.
Benzer Yazılar
Birçok sebep, kol uyuşmasına neden olabilir. En rastlanan sebeplerden bir tanesi, yanlış pozisyonda uyumaktır. Bunun gibi nedenlere bağlı duyulan kolda uyuşma, kısa sürede geçer.
Dikkat dağınıklığı şehir hayatının vazgeçilmez bir parçası oldu. Herkes unutkanlıktan yakınarak “alzheimer oldum!” endişesi ile nörologlara koşuyor.
ALS, çizgili kaslarda ilerleyici erime ile kendini gösterir. ALS belirtileri sıklıkla; kol, omuz, bacak ve dilde seğirmeler, kas krampları, çizgili kaslarda kasılma, sarhoşvari konuşma-genizden konuşma, çiğneme yutma güçlüğü şeklinde kendini gösteriyor.
Epilepsi hastalarının yüzde 60'ında nöbetler ilaçla kontrol altına alınır. Bazı hastaların epilepsi türleri yaş ile ilişkilidir.
Genellikle gece, bacaklarda ortaya çıkan, tam olarak tarif edilemeyen ve uykuya dalmaya engel olan, garip duyu hissi huzursuz bacak sendromu olarak tanımlanır
Her birey, sağlıklı ve verimli bir gün geçirebilmek için, farklı miktarlarda uykuya ihtiyaç duyar. Yani ideal uyku süresi diye bir kavram bulunmamaktadır.
Afazi, beynin sol yarım küresinde sözel ve yazılı iletişimden sorumlu bölümlerin hasar görmesi sebebiyle oluşan bir bozukluktur.
Uykuyu bilimsel açıdan tanımlamak çok zor. 1950’lere kadar birçok insan uykunun günlük hayatımızın eylemsiz bir parçası olduğunu zannederdi. Ama şimdi uyku sırasında beynimizin çok etkin olduğunu biliyoruz. Dahası uykunun beden ve ruh sağlığımızı etkiledi
Otizm, günümüzde birçok çocuğu etkileyen, belirtilerinin yaşamın ilk üç yılındaki erken gelişim evresinde başladığı bilinen ve yaşam boyu devam eden nörogelişimsel bir bozukluktur.