Otizmi Anlamak İçin FARKINDA OL
Otizm, günümüzde birçok çocuğu etkileyen, belirtilerinin yaşamın ilk üç yılındaki erken gelişim evresinde başladığı bilinen ve yaşam boyu devam eden nörogelişimsel bir bozukluktur. Otizm, nedeninin henüz tam olarak anlaşılamaması ve her bireyde farklılık gösteren özelliklere sahip olması nedeniyle, birçok kitaba ve filme de konu olmuştur. Otizm 1970’li yıllarda nadiren görülürken, sayının hızla artarak günümüzde ise 68 çocuktan birini etkilediği bilinmektedir.
Çocuk ve Ergen Psikolojisi Uzmanı Klinik Psikolog Emel Güler, ‘’Birleşmiş Milletler 2008 yılında, otizmden etkilenen çocuklar için farkındalık yaratmak amacıyla ‘2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü’ olarak ilan etmiştir. Otizmi tanımak, otizm hakkındaki yanlış algıları ortadan kaldırmak, otizmli bireylerin yaşadığı sorunlara çözüm üretmek, toplumsal farkındalık yaratmak için Nisan ayı boyunca dünyada olduğu gibi ülkemizde de birçok etkinlik düzenleniyor’’ dedi.
Otizm, çocuğun toplumsal-duygusal karşılıkta yetersizlik, sözel olmayan iletişimde yetersizlik, ilişki kurma ve sürdürmede yetersizlik gösterdiği, tekrarlayıcı davranışlar ve ilgi alanları ile belirgin hale gelen bir bozukluktur. Otizmin son dönemlerde görülme sıklığında artış farkındalığın artmasına yönelik girişimlerin önemini de haklı kılıyor.
Klinik Psikolog Emel Güler ‘’Otizm belirtileri, bebeğin doğumundan sonraki erken gelişim evresinde ortaya çıktığı için bu dönemdeki farkındalık ve erken tanı oldukça önem kazanıyor. Otizmin erken belirtileri; çocuğun annesinin sesi ve gülümsemesi gibi sosyal uyaranlara tepkisiz kalması veya tepkilerinde yavaşlık olması, göz teması kurmada zorluklar, motor gelişmede ve taklit becerilerinde gecikme, uyku ve yemek düzeninde sorunlar ilk belirtiler arasında sayılabilir. Nedeni henüz tam olarak bilinmemekle birlikte kimi araştırmacılara göre otizmin ortaya çıkmasında birçok faktörün rolü bulunuyor. Genetik faktörler başta olmak üzere, yanlış beslenme, çevre kirliliği, kimyasal maddeler, ağır metaller, virüsler, hızlı teknolojik gelişim gibi çevresel faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir’’ dedi.
Otizmin erken dönemde fark edilmesi, erken teşhis, otizmli çocuğun gerekli eğitim ve tedavileri erken alarak daha çabuk hayata katılması için ilk önemli adımdır. Bu nedenle erken teşhis için, annelerin farkındalığı yani çocuğu için birşeylerin yolunda gitmediğine dair şüpheleri olduğunda mutlaka konu hakkındaki uzman kişilerden yardım almaları gerekmektedir.
Benzer Yazılar
Uykuyu bilimsel açıdan tanımlamak çok zor. 1950’lere kadar birçok insan uykunun günlük hayatımızın eylemsiz bir parçası olduğunu zannederdi. Ama şimdi uyku sırasında beynimizin çok etkin olduğunu biliyoruz. Dahası uykunun beden ve ruh sağlığımızı etkiledi
Her birey, sağlıklı ve verimli bir gün geçirebilmek için, farklı miktarlarda uykuya ihtiyaç duyar. Yani ideal uyku süresi diye bir kavram bulunmamaktadır.
Sinir sıkışması, vücudumuzdaki kıkırdak, kas vb. dokulardan kaynaklanan fazla baskı
Afazi, beynin sol yarım küresinde sözel ve yazılı iletişimden sorumlu bölümlerin hasar görmesi sebebiyle oluşan bir bozukluktur.
Birçok sebep, kol uyuşmasına neden olabilir. En rastlanan sebeplerden bir tanesi, yanlış pozisyonda uyumaktır. Bunun gibi nedenlere bağlı duyulan kolda uyuşma, kısa sürede geçer.
Kaliteli bir uyku sağlıklı bir yaşam sürmek için olmazsa olmazlardandır.
Kişinin ısrarlı baş ağrıları olması, ileri tıbbi değerlendirme gerektirir.
Otizm, günümüzde birçok çocuğu etkileyen, belirtilerinin yaşamın ilk üç yılındaki erken gelişim evresinde başladığı bilinen ve yaşam boyu devam eden nörogelişimsel bir bozukluktur.
Kas kaybı ve zayıflığa neden olan, ender rastlanan bir hastalıktır. Vücuttaki pek çok kası tutar ve hareket kabiliyetine etki eder. Bu nedenle görüldüğü kişilerin yaşam kalitesini ciddi derecede düşürür.
Lafora hastalığı; progresif miyoklonik epilepsiler içindeki ağır seyreden kalıtsal bir hastalıktır. Epileptik nöbetler geç çocukluk döneminde ya da ergenlikte gözlemlenir.