Aminoasit Kullanımı Zararlı mıdır?
Amino Asit Zararları Nelerdir?
Amino asitler vücudumuzda protein yapımı, hormon üretimi gibi yaşamsal süreçler için gereklidir. Proteinlerin yapı taşı olan 20 aminoasidin 8’ini yediğimiz besinlerden alırken, vücudumuz bu amino asitlerin 12 tanesini üretebiliyor. Vücudumuzun üretemediği amino asitleri karşılayabilmemiz için besin yoluyla tamamlanması büyük önem taşıyor. Amino asitler en çok kırmızı et, balık, yumurta, süt ve süt ürünleri gibi hayvansal kaynaklı proteinlerde, soya ürünlerinde ve mayada bulunuyor, bunlara ek olarak soya, kinoa, kavuzlu buğday, baklagiller ve kuru yemişler de bitkisel bazlı amino asit kaynağı olarak karşımıza çıkıyor.
Amino asitler serotonin üretimini destekler. Serotonin hormonu duygu durumu, uyku ve davranışın temel düzenleyicilerinden biridir. Düşük serotonin düzeyleri depresif duygu durumu ve uyku bozukluklarıyla bağlantılıdır.
Ayrıca enerji üretimini dengeleyerek kişilerde görülen yorgunluğu azaltarak atletik performansı arttırır.
Amino asitler vücuttaki tüm biyolojik süreçlerde yer aldığından eksikliği; performans düşüklüğüne, tükenmişliğe, kas güçsüzlüğüne, saç dökülmesine, uyku bozukluğuna, kan şekeri seviyelerinde dalgalanmalara, tiroid bozukluğuna neden olmaktadır.
Amino asitlerin günde 5-15 gram arasında amino asit kullanımı vücut için yeterli olsa da yoğun antrenman yapan kişiler vücut ağırlıklarına göre amino asit alımlarını bir uzmana danışarak arttırabilir. Değişen hormonlar nedeniyle gebeler, esansiyel amino asit eksikliğinden muzdarip olabilir. Bu nedenle diyet yoluyla yeterli miktarda alım önemlidir. Stres hormonları amino asitlerden oluştuğundan, çok fazla strese sahip olanların amino asit eksikliği sorun olmaktadır.
Her besinde olduğu gibi amino asitlerin de fazla tüketilmesi sonucunda bir takım olumsuz etkiler gözlemlenebilir. Aşırı amino asit tüketimi vücutta istenmeyen bir takım reaksiyonlar gözlemlenir. Bunları bakacak olursak fazla amino asit kullanımında kusma gerçekleşir. Kusmanın yanı sıra ishal de eşlik edebilir. Bundan dolayı amino asit kullanımını önemli ölçüde dikkatli tutmak gerekir. Karaciğer veya böbrek hastalıklarında kandaki potasyum seviyesini ciddi şekilde değiştirebilir. Aynı zamanda kan basıncınızı düşürür ve hali hazırda düşük tansiyonu olan kişiler için tehlikeli olabilir. Yakın geçmişte kalp krizi, şeker hastalığı, ülser, astım ya da herpes'ten muzdarip olan hastaların takviye amino asit almadan önce bir doktora danışması önerilir.
Benzer Yazılar
İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Derya Fidan, diyet yapanların farkında olmadan en sık yaptığı hataları açıkladı.
Hastalık beyinin kasları kontrol etme kabiliyetini etkileyen ve gelişmekte olan bölümündeki hasardan kaynaklanmaktadır. Beyin felcine maruz kalmış birçok insan çeşitli sağlık sorunları yaşamaktadır:
Metabolizmayı canlandırmak bizim elimizde!
Hamilelik döneminde, vücudun ihtiyacının arttığı minerallerden birisi de kuşkusuz ki magnezyumdur!
Başarısızlıkla sonuçlanan diyetler genelde moral bozucu olabiliyor ve kişinin motivasyonunu olumsuz etkileyebiliyor.
Ramazana sayılı günler kala yapacağımız değişiklikler vücudumuzu ramazana hazırlayacaktır. Bu sene de yaz günlerine denk gelen ramazan ayı, normal beslenme düzenimizin dışına çıktığımız, öğün sistemimizin değiştiği ve açlık süresinin uzadığı bir dönemdir.
Aralıklı oruç diyeti; 24 saat içinde kahvaltı ve akşam yemeği öğünlerini içerek beslenme programıdır. 16 saat yemek yemeden, ardından yeniden 8 saat yemek yemeden geçirme düzenini kapsar.