Bize Sorun

Aşağıdaki formu doldurarak bilgi talep edebilirsiniz.

7/24 Yanınızdayız

Menopoz ve Psikolojik Yönleri

Menopoz ve Psikolojik Yönleri

Hayat, doğadaki birçok süreç gibi, çeşitli evreler şeklinde akar. İnsan hayatının toplumsal, psikolojik ve biyolojik yönleri bu evrelerde yeniden yapılanır. Doğum öncesinden itibaren her evre kişiye kendine göre katkıda bulunur ve aynı zamanda aşılması gereken krizler üretir.

Yeni doğan çocuğun şansı, birçok olasılık arasından kendisini seçtiren spermin ve yumurtanın döllenmesiyle, yeni bir hayata başlama olanağı elde etmek iken, görevi de bakım veren kişiyle (anneyle) karşılıklı ilişki içinde güvenli bir bağlanma geliştirmek ve genetik potansiyellerinin açığa çıkması için uygun fırsatlar yaratmaya çalışmaktır. Ergenlik, hem daha önceki sorunların çözülmesi için fırsatlar yaratır ve erişkinliğe geçiş için biyolojik ve kültürel katkılar sunarken, aynı zamanda “kimlik krizi”ni çözmeyi kişinin karşısına bir görev olarak koyar. Menopoz dönemi de, hayatın diğer evrelerinde olduğu gibi, kadınların hem yumurtlamanın bitmesi ve buna bağlı hormon değişiklikleriyle uğraşmalarına neden olurken, aynı zamanda onların toplumda kendilerine daha üretken bir rol edinmesi için de olanaklar sunar.

 

Tıbbi bakış açısı, ne yazık ki, son on yıllar içinde birçok alanda olduğu gibi menopoz konusunda da toplumun kadınların bu dönemini ele alma tarzını belirleyici bir konuma gelmiştir. Öyle ki, bu dönem sadece hormon değişiklikleri ve onun bedensel sonuçları açısından görülür olmuştur. Böylece, menopoz denince akla hemen ateş basmaları ve buna eşlik eden cinsel istek azlığı, gece terlemeleri, uykusuzluk gibi belirtiler gelmektedir. Menopoz döneminde kadınların günlük hayatlarını ve sağlıklarını, diğer insanlarla ilişkilerini etkileyen biyolojik bir takım değişikliklerin olduğu doğrudur. Bu belirtiler sahiden de hormonlarda yaşanan değişmelerin bedensel işaretleridir. Ancak, insan hayatının tüm yönleri gibi, biyolojisi, cinsiyeti, belirtilerini ifade ediş biçimi de kültürel/toplumsal etkilerden bağımsız değildir.

 

Nitekim yapılan çalışmalar, söz konusu belirtilerin, hatta kadınların menopozu yaşama biçimlerinin, yaşadıkları çevrenin/toplumun/kültürün menopoza bakışından etkilendiğini göstermektedir. Örneğin, eskiden beri menopoza giren kadınlarda sık görülen belirtilerden birinin depresyon olduğu, üretkenliğini yitiren kadının bu kaybından dolayı duygu durumunu düzenlemekte güçlük çekerek depresif bir döneme girdiği sık söylenir. Öyle ki, bir dönem psikiyatride bu kadınlar için “involüsyonel melankoli” denen bir tanı bile mevcuttu. Ancak, son yıllarda yapılan çalışmalar menopoz döneminde kadınlarda depresyon sıklığının arttığı yönünde bilgileri doğrulamadığından, bu tanı 1980’den bu yana psikiyatrik sınıflandırma sisteminde bulunmamaktadır.

 

 

Tüm bunların ötesinde, kadınlığı sadece biyolojik bir antite değil, toplumsal ve kültürel bir yapılanma olarak ele alan çalışmaların da katkısıyla, söz konusu dönemde gözlemlenen sıkıntıların eş ilişkileri, çocuklar, kariyer, vb. konularda yaşanan zorlanmalarla daha fazla ilişkisinin bulunduğu gösterilmiştir. Dahası, menopoza olumsuz bir anlam yükleyen kültürlerde/toplumlarda menopozdaki kadınlarda görülen hem menopoz belirtilerinin daha fazla ifade edildiği, hem de depresyonun daha sık görüldüğüne dair bildiriler de vardır. Örneğin, yaşlı kadınların saygı gördüğü kültürlerde daha az menopoz belirtileri bildirilirken, kadına bakışı gençlik ve güzelliğin belirlediği Batı toplumlarında menopozun olumsuz etkisi daha ağır yaşanmaktadır.

 

İnsan, biyolojiye mahkum olmadığını kavradığı an insanlaşmaya başlamıştır. O halde, bebeklik, ergenlik, gençlik, erişkinlik, vb. gibi, menopoz da kadın (insan) hayatının doğal bir süreci olarak ele alındığında, bir eksiklik gibi değil, daha üst düzeye, örneğin; daha üretken ve daha rahat bir hayata geçişin bir evresi olarak da görüldüğünde, o dönemde yaşanan diğer gelişmelerle (eş ilişkileri, kariyer, çocuk büyütme, gelecek planları, yaşlanma, ölüm, vb. konularıyla) ilişkilendirildiğinde, hem başa çıkılması gereken, hem de yeni fırsatlar sunan bir kriz dönemi olduğu daha iyi anlaşılacak; bundan kadınların ve toplumun bireysel ve toplumsal olarak kazancı daha büyük olacaktır.

 

Benzer Yazılar

AMH Nedir?
AMH Nedir?

Kısaca AMH olarak bilinen Anti Müllerian Hormonu kadınlardaki yumurtalık rezervinin kalitesini gösteren bir hormondur.

Devamı

Rahim Sarkması Nedir?
Rahim Sarkması Nedir?

Döllenen yumurtanın yerleştiği, büyüdüğü ve doğum zamanına kadar gelişmesini sağlayan organa rahim denir.

Devamı

Dış Gebelik Nedir?
Dış Gebelik Nedir?

Beta-HCG hormonu seviyesinden yararlanılarak kan ve idrar incelemesi ile yapılan testler, hamilelik hakkında kesin bilgi verse de bu gebeliğin sağlıklı bir şekilde ilerlediği anlamına gelmez.

Devamı

Doğum Çeşitleri Nelerdir?
Doğum Çeşitleri Nelerdir?

Doğum, kadın bedenindeki doğal bir süreç olmakla birlikte, her kadının doğumu benzersiz ve özel bir olaydır.

Devamı

Adet Sancısı Neden Olur?
Adet Sancısı Neden Olur?

Normalde bebek gelişimi için hazırlanan rahim duvarının döllenmenin olmaması halinde adet görme dediğimiz kanama meydana gelir. Rahim, bir kas dokusudur. Bu kas dokusu iç tarafı çevreleyen yumuşak duvarı atmaya yardımcı olmak için kasılır. Prostaglandin olarak bilinen hormon, rahmin bu kasılmasını tetikler.

Devamı

Doğum Kontrol Hapları ve Meme Kanseri İlişkisi
Doğum Kontrol Hapları ve Meme Kanseri İlişkisi

Birçok kadın günümüzde doğum kontrol yöntemi olarak doğum kontrol haplarını kullanmaktadır.

Devamı

Tüp Bebek Tedavisi
Tüp Bebek Tedavisi

Erkeklerden alınan spermlerin ve kadın üreme hücreleri olan yumurtaların vücut dışında laboratuvar ortamında bir araya getirilerek döllemenin sağlanmasında rol oynayan tedavi yöntemidir.

Devamı

Gebelikte Oruca Dikkat!
Gebelikte Oruca Dikkat!

Ramazan ayı ruhen ve bedenen arınma ayı olmakla birlikte yaz aylarında nefsin tutulması gereken süre 17 saatten fazladır. Bu süreye adaptasyon ilk günlerde gebe olmayan insanlar için dahi kolay olmazken gebelerin bu kadar uzun süre yemek yemeden, su içme

Devamı

Doğum Sonrasında Görülen Kanamalar Kabusunuz Olmasın!
Doğum Sonrasında Görülen Kanamalar Kabusunuz Olmasın!

Kanama miktarı dikkatle takip edilmeli, doktorun normal olacağını söylediği miktardan fazla kanama tespit edilirse hemen bir uzmana başvurulmalı.

Devamı

Anne Adayları Bu Tatilde Dikkat!
Anne Adayları Bu Tatilde Dikkat!

Bir de hamileliğiniz içerisinde bulunduğumuz bu döneme denk geldiyse, normalden biraz daha zorlanacaksınız demektir.

Devamı