Doğum Çeşitleri Nelerdir?
Doğum Çeşitleri Nelerdir?
Doğum, kadın bedenindeki doğal bir süreç olmakla birlikte, her kadının doğumu benzersiz ve özel bir olaydır. Aynı annenin 2. ve 3. doğumları arasında bile fark olabilmektedir. Bazı doğumlar, bir iki saat içerisinde gerçekleşirken bazı doğumlar annenin fiziksel ve duygusal durumunu zorlayabilmektedir. Anne adaylarının hamilelik dönemlerinde heyecanla bekledikleri doğum anı yaklaşmaya başladığı zaman, kendilerine en çok sorulan sorulardan biri ne tür bir doğum yapacaklarıdır. Peki doğum çeşitleri nelerdir?
Sezaryen
Sezaryen; bir veya birden fazla bebeğin doğmasını sağlamak için annenin karnında ve rahiminde kesik yapılmasını kapsayan cerrahi bir işlemdir. Özetle normal doğumun alternatifidir denebilir. Sezaryen bir cerrahi işlemdir ve lokal, genel veya epidural anestezi altında yapılır. Bebeğin büyük olması ve doğum sırasında servikse zarar verebilme olasılığı, bebeğin doğum için ideal pozisyonda olmadığının kabul edilmesi ve normal doğumda güçlük yaratabilecek bir tıbbi durumun olması sonucunda sezaryen işlemi tercih edilir. Sezeryan, doğumu kolaylaştıran bir yöntem olmakla birlikte normal doğuma göre daha riskli olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Sezaryene başlamadan önce hazırlıklar konusunda anne bilgilendirilmelidir. Tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra epidural anestezi ya da spinal anestezi ile anne acıya karşı duyarsızlaştırılır ve karın bölgesinin alt kısmından yaklaşık 8-9 cm’lik, yatay bir kesi yapılır. Karın duvarı açılır ve kesik derinleştirilerek tüm karın katları açıldıktan sonra rahim duvarına gelinir. Ardından bebeği anne karnında besleyen ‘plasenta’ rahmin içinden çıkartılır ve bebek uygun şekilde kesikten dışarı alınır.
Normal Doğum
Normal doğum, doğumun doğal şeklidir. Yani bilimsel olarak; vajinal yoldan annenin kendiliğinden oluşan ağrılarıyla bebeğin doğması olarak tanımlanır. Normal doğumda herhangi bir teknik alet, epidurallar ve ameliyat korkusu olmaz. 9 ay boyunca duran ve rahat olan rahim gebelik sonlarına doğru çeşitli sinyaller alıp kasılmaya başlar. Normal doğumun 3 evresi vardır. İlk düzenli kasılmaların başlamasından, tam dilatasyona kadar geçen süre; birinci evre, tam dilatasyondan, bebeğin doğmasına kadar geçen süre 2. evre ve plasentanın ayrılması ile sonlanan süre 3. evre olarak adlandırılır. Normal doğumun gerçekleşmesi için rahim ağzının 8-10 cm kadar açılması gerekir. Rahim ağzının tam olarak açılmasından bebeğin doğmasına kadar olan sürede annenin doğru şekilde ve doktorun dediği sıklıkta ıkınması gerekir. Bebeğin başı çıktıktan sonra hekimler yardımıyla omuzları, vücudu ve bacakları çıkartılır. Plasentanın da çıkarılmasıyla doğum biter. Normal vajinal doğum yapan annelerin doğum sonrasındaki ağrı şikayeti, sezaryen ile doğum yapan annelerden çok daha azdır.
Suda Doğum
Annenin 35-37 derecede sıcak suyla dolu bir havuzda gerçekleştiği alternatif bir doğum tekniğidir. Suda doğum, normal doğum sınıfına girer ve sancıyla başa çıkmaya yardım ettiği kanıtlanmıştır. Doğum esnasında salgılanan endorfin hormonu su ortamında daha kolay salgılanır. Sıcak su, doğal sancılanma sürecinin başlamasına yardımcı olur ve anneye herhangi bir ilaç, ağrı kesici veya suni sancı verilmez. Doktorlar genellikle ilk çocuklarda değil, ikinci ve üçüncü çocuklarda suda doğum önermektedirler. Doğum gerçekleştikten sonra anne normal doğum masasına alınır ve kanama kontrolü yapılır.
Epidural Doğum
Epidural doğumda doğum öncesinde, anne adayının bel kısmından özel bir iğne ile girilerek omuriliğe takılan bir kateterden anestezik madde verilir. Diğer adları ağrısız doğum ve epidural analjezidir. Bu uygulamanın amacı belden aşağısının uyuşturularak ağrının hissedilmesinin engellenmesidir. Doğum eyleminin başlaması ile rahim kasılmaları şiddetlenerek düzenli hale gelir. Kasılmalar rahim ağzının açılmasına neden olur. Genellikle doğum için uygulanacak epidural analjezi, rahim ağzı açıklığının 4 cm olduğu zaman uygulanmaya başlanır. Bölgesel anestezi sağlandıktan sonra işlem için özel üretilmiş bir iğne yardımı ile bel omurlarının arasından epidural aralığa ulaşılır. Epidural analjezi sayesinde; etkin bir ağrı tedavisi yapılır, hareket kısıtlılığına neden olmaz ve psikolojik rahatlama sağlanır. Epidural yöntem uygulanan hastalar kasılmaları hissetmediklerinden doğum anında ıkınma hissi duymayabilir. Fakat doğuma yardımcı olan sağlık profesyonelleri, hastayı NST cihazına bağlayarak kasılmaları monitörden takip edebilir ve ıkınma için doğru zamanı anneye söyleyebilirler.
Spinal Doğum
Anne adayının, bebeğini doğar doğmaz görmesine imkân veren spinal anestezi, günümüzde en az epidural anestezi kadar tercih edilen bir anestezi türüdür. Spinal ve epidural anestezi aynı etkiye sahiptir. Uygulama farkı; spinal anestezi sıvı dolu kese içerisine enjeksiyon yoluyla yapılır. Epidural anestezide ise kese dışındaki alana (epidural aralık) enjeksiyon yapılır. Epidural anestezi vücuda 15-20 dakika sürede etki ederken, spinal anestezi vücuda uygulandığı anda etkisini gösterir. Sezaryenle doğum yapacak anne için ilk tercih edilen yöntem spinaldir.
Benzer Yazılar
Genetik, biyolojinin bir dalıdır. Canlı organizmaları incelemede büyük faydası vardır. Canlıların her özelliğini bu özelliklerin aktarımını inceler. Genetik bilimi birçok hastalığın incelenmesi ve araştırılmasında yardımcı olur.
Hamilelik döneminde, vücudun ihtiyacının arttığı minerallerden birisi de kuşkusuz ki magnezyumdur!
İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Ferda Erbay, anne adaylarına emzirme dönemi hakkında önemli bilgiler verdi!
Genital bölgedeki kuruluk ve temizlik enfeksiyonu önlemek yolunda yardımcı olacaktır.
Pelvik Konjesyon Sendromu, 30-50 yaş arası kadınlarda rastlanan, pelvik bölgesinde kronik bir ağrı ile seyreden, yumurtalık etrafı ve rahim çevresindeki toplardamarların içinde kan birikmesi ile damar genişlemesine neden olan bir hastalıktır.
Son dönemlerde estetik furyasında çeşitli uygulamalar artarken göze çarpan bir diğer estetik çeşidi de vajina estetiği oluyor.
Bu yöntem genellikle 1 yıl gibi bir süredir korunmasız ilişkiye rağmen, gebeliğin gerçekleşmemesi neticesinde tercih edilen bir uygulamadır.
Kegel egzersizleri bilinen diğer adıyla pelvik taban egzersizleri, kadınlarda vajina etrafındaki kasların güçlendirilmesi için yapılan egzersizlerdir. Kegel egzersizleri düzenli yapıldığı takdirde; bu kaslar kuvvetlenerek idrar kaçırma, rahim sarkması gibi birçok sorunun önüne geçer.
Riskli gebelik, anne ve bebek hayatlarını tehdit eden çok önemli bir problemdir. Bazen gebelik takibinde riskli bir hale gelir, bazen de anne adayının daha önceki sağlık problemlerinden dolayı en başında gebelik riskli başlar.