Genetik Tanı İle Sağlıklı Bebekler Dünyaya Geliyor
Gebelik öncesi genetik tanının tedavi başarısına etkisi nedir?
Embriyo rahim içerisine yerleştirilmeden önce PGT, yani; preimplantasyon genetik tanı ile genetik açıdan kromozomlarının incelemesi yapılır. Bu inceleme için embriyoların 8 hücreye sahip olmaları gerekir. Daha sonra laboratuvar ortamında embriyolardan alınacak kültürlere yapılan analiz ile içlerinden anne adayının rahmine transfer edilmeye uygun olan en sağlıklı embriyo seçilir.
Anne adayının yaşı 35 yaş ve yukarısında olduğu zaman; anneden gelen kromozomlarda bozukluklar olabiliyor. Buna bağlı olarak da embriyoların şekil ve yapılarında bir sorun yok gibi görünse de kromozomlarında bozukluklar meydana geliyor. Bu kromozom bozukluklarına bağlı olarak ise gebelikler düşükle sonuçlanabiliyor.
Yapılan araştırmalara göre; kalite açısından iyi görünen embriyoların yaklaşık %40’ında, direk kötü kalitede olan embriyoların ise %90’ında kromozomal bozukluklara rastlanılmıştır.
Preimplantasyon genetik tanı hangi vakalarda uygulanır?
Preimplantasyon genetik tanı ile amaçlanan; kromozom yapısı açısından bozukluk görülmesi mümkün olmayan, en kaliteli ve en sağlıklı embriyoların seçilmesidir. Özellikle şu vakalarda uygulanır:
- Tekrar eden düşüklerde
- Yaşı ilerleyen anne adaylarında
- Başarısızlıkla sonuçlanan tüp bebek tedavilerinde
- Erkekler görülen şiddetli kısırlık vakalarında
- Genetik hastalık riski taşıyor olan kişilerde
Kromozomlarında anormallik olmayan bebekler dünyaya geliyor…
Embriyonun rahim içinde tutunması, gebelik şansını artırıyor. Böylece; düşük riski minimuma indiriliyorken, kromozomlarında anormallik olmayan bebekler dünyaya geliyor.
Şiddetli kısırlık sorunu olan erkeklerin, bu problemleri altında yatan gerçek nedeni çoğu zaman genetik faktörlere bağlıdır. Böyle durumlarda; öncelikli olarak baba adayının sperm hücrelerinde genetik analiz yapılır ve bu soruna neden olan faktörler saptanır. Daha sonra ise embriyoların genetiklerinin incelenmesiyle en sağlıklı olanı tespit edilir. Böylece gebelik şansı önemli derecede artırılmış olunur.
Bu yöntemden fayda görecek bir başka hasta grubu ise Talasemi, yani; Akdeniz Anemisi, Kistik Fibrozu, Ailevi Akdeniz Ateşi ve benzeri kalıtsal rahatsızlıkları taşıyan kişilerdir. Özellikle belirtilmelidir ki; Talasemi hastalığına sahip olan çiftlerden doğacak bebeğin bu hastalığa sahip olarak doğma olasılığı %25’tir. Bu hastalığın; ömür boyu tedavi gerektirdiğini, daima kan nakilleri istediğini, doğru bir şekilde tedavi edilmemesi durumunda ise erken ölümle sonuçlanabilen ciddi bir hastalık olduğunu asla unutmayın.
Benzer Yazılar
Susamışlık hissiniz varsa bilmelisiniz ki vücudunuz bu histen çok daha önce susuz kalmaya başlamıştır.
Testisi saran zarların içerisinde bulunan sıvı miktarlarının artarak, testis torbalarında çok fazla su birikmesine denir.
Glokom Sessizce İlerliyor! Erken Teşhis ile Görme Kaybının Önüne Geçebilirsiniz! 5 Soruda Glokomu Tanıyın!
Ailecek yapılan piknik ve gezilerin vazgeçilmezi olan mangalın insan sağlığına pek bilinmeyen bir zararı var!
Kan, yapısında pek çok farklı hücreyi içerir. Sayısı diğerlerine göre daha fazla
Gebelik döneminin erken evresinde yaptırılan amniosentez ve CVS ile embriyoda var olan kromozom bozukluklar saptanabilir
Vücudumuzda iki adet böbreğimiz vardır. Her biri yaklaşık 11 cm büyüklüğünde ve yaklaşık 125 gram ağırlığındadır.
Ramazan ayında uzun süren açlıktan sonra kişiler yemek sonrası ağırlık çökmesi hissi, yorgunluk ve uyku hali şikayetleri yaşayabilmektedirler.
Mantar zehirlenmesi, ülkemizde ciddi sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Her zaman önerildiği gibi, en etkin tedavi yöntemi korunmaktır.