Crohn Hastalığı: Zor ve İnatçı Bir Hastalık
Sindirim sistemi; ağızdan başlar ve makata kadar devam eder. Crohn hastalığı; bu sistemin herhangi bir yerinde görülebilen; ama daha çok ince bağırsak sonunda ve kalın barsak –ince barsak bileşim yerinde görülen ve nedeni bilinmeyen bir rahatsızlıktır. Genetik yatkınlığı bulunan kişilerde çevresel faktörlerin etkisi ile barsak duvarında kronik bir inflamasyon oluşur. Genç ve orta yaşlı kişilerde görülebilir.
Anne sütünün önemi nedir?
Crohn hastalığının nedeni bilinmiyor; ancak oluşumunun genetik ve çevresel etkenler ile meydana geldiğini söyleyebilmek mümkün. Birinci derece akrabalarda bu hastalığın görülme riski 15 kat daha fazla olup; hastalığın görülebilme ihtimali sigara içmeye bağlı olarak artabilir. Crohn hastalığına karşı anne sütü koruyucu özellik taşır. Bu nedenle bu hastalığın gelişimini engellemek adına bebeklerin anne sütü ile beslenmesi oldukça önemlidir.
Bu belirtilere dikkat edin!
Bu hastalığın en yaygın belirtisi; karın ağrısı ve kilo kaybıdır. Bunun yanı sıra; bağırsak tıkanmaları gelişebilir, fistül oluşumları meydana gelebilir. Bazı hastalarda 2-3 haftadan uzun süren, kronik ishal görülebilir. Ayrıca; çocuklarda büyüme ve gelişme geriliğine neden olabilir. Bu belirtilerin gözlemlenmesi durumunda; bu hastalıktan şüphelenmeli ve mutlaka uzman bir doktora başvurulmalıdır.
Tedavi nasıldır?
Crohn hastalığının tanısı genellikle geç ve zor konur. Hastaların öyküsü dinlenerek, sistemik muayeneleri yapılmalı, kan-gayta analizleri, kolonoskopik incelemeri yapılmalıdır. Bu hastalığı teşhis edecek ayrıcalıklı ve özellikli bir test yoktur. Tedavisi zordur, hastalığın seyri, ciddiyeti kişiden kişiye değişir. Tedavi bireyseldir. Bugün elimizde hastalığın özelliğine göre kullanabileceğimiz farklı ilaçlar vardır. İlaç tedavisi ile hastalığın belirtilerini azaltmak ve yeniden şiddetlenmesini önlemek, bazen tamamen geçirmek mümkündür. İnatçı olgulara cerrahi gerekli olabilir Eğer hastalık agresif ilerliyorsa, ilaç tedavisine cevap vermiyorsa ve komplikasyonlar gelişiyorsa cerrahi tedaviye başvurulur. İkinci olarak ise; uygulanan ilaç tedavisine bağlı olarak görülen yan etkilerin zararlarından korunması ve önlenmesi için tercih edilir. Bağırsakta tıkanma olması, komplike fistüller, kanama gelişmesi, kanser olasılık riski ve ağır iltihaplanma gibi durumlar ise cerrahi tedaviyi gerektiren diğer durumlardır.
Benzer Yazılar
Son yıllarda yanlış beslenme alışkanlıkları ve hareketsizlik mide ve bağırsaklarda olumsuz etkilere neden oluyor. Sindirim sistemi tanı ve tedavisinde kullanılan, ucunda kamera bulunan bir cihazla organların incelenmesine endoskopi denilirken,
Vücudun; çiğneme, sindirim, emilim ve boşaltım görevlerinin yapıldığı ve ağızdan anüse kadar kapsadığı bölüme gastrointestinal sistem cerrahisi adı verilmektedir.
Sindirim sistemi; ağızdan başlar ve makata kadar devam eder.
Endoskopik Retrograd Kolanjiyopankreatografi olarak açılan ERCP; karaciğer, safra kesesi, safra kanalı ve pankreas gibi alanlardaki sorunları tespit etmek ve tedaviye yön vermek için uygulanmaktadır. Radyolojik ve endoskopik bir işlemdir, Gastroenteroloji uzmanları tarafından gerçekleştirilir. Vücutta kesi açılmaz, sindirim boşlukları kullanılır.
Özofagus (Yemek Borusu) Kanseri boğazımızdan mideye kadar giden yemek borusunda
Hastalarda daha çok on gündür tuvalete çıkamıyorum kabız oldum düşüncesi gelir.
Karın içi organları kaplamış ince tabaklı karın zarının; kötü huylu tümör hücreleri tarafından tutulmuş olmasına karın zarı kanseri adı verilir.
Midenin besinleri normal süresinde sindirememesi sonucu mide boşalmasında oluşan gecikmeye mide tembelliği..