Romantik İlişkide Duygusal İstismar

Romantik İlişkide Duygusal İstismar

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Klinik Psikoloji Uzmanı Müge Leblebicioğlu Arslan,

romantik ilişkilerde duygusal istismarlar hakkında açıklamalarda bulundu.

Romantik ilişkilerdeki duygusal istismar nedir?

Romantik ilişki içerisindeki partnerlerden birinin ya da her ikisinin diğerinin benlik saygısını düşürecek ya da ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyecek derecede suistimal edici sözel saldırı ve manipülatif tutuma maruz kalmasıdır. Duygusal istismar ne yazık ki fark edilmesi en zor istismar türlerinden biridir. Kişiyi eleştirmek, suçlamak, utandırmak ya da herhangi bir konuda manipüle etmek amacıyla duygularının partneri tarafından açık ya da örtük yolla kontrol edilmesi olarak tanımlanabilir.

İlişkide yaşanabilecek duygusal istismarı hemen fark edememenin nedenleri neler olabilir?

İlişkide yaşanabilecek duygusal istismarı hemen fark edememenin birçok faktörü olabilir. Bu noktada üç önemli faktörün rol oynadığı söylenebilir:

İlişkiye yatırım arttıkça duygusal istismarı fark edememe durumuda beraberinde artabilmektedir. Genellikle kişilerden aslında iyi niyetle yapıyor, beni düşünüyor, geçen hafta böyle davranmamıştı gibi işlevsel olmayan düşünceler kişilerin yaşadıkları duygusal istismarı görme konusunda zorluk oluşturabilir.

Bununla birlikte erken çocukluk döneminde ebeveynleri tarafından duygusal istismara uğrayan bireyler, partnerinin gösterdiği istismarı normalleştirebilir. Bu durum kişinin ilişkide duygusal istismarı görmesini zorlaştırabilmektedir.

Son olarak, kişinin önceki romantik ilişki deneyimlerindeki olumsuz deneyimlerinden yola çıkarak kişilerin romantik ilişki örüntüsünün nasıl olması gerektiğine dair bilgi sahibi olmaması yaşadığı duygusal istismarı görüp fark edememesinde ve durdurma konusunda zorluk oluşturabilir.

İstismar edici davranışların düzeyleri var mı?

Duygusal istismarın düzeyleri vardır. Ancak burada istismarı düşük, orta ya da yüksek gibi ele almaktan ziyade istismara uğrayan kişinin bunu ne düzeyde hissettiği, nasıl algıladığı ve kişinin hayatını fiziksel ve ruhsal anlamda ne derece etkilediği, işlevselliğini ne düzeyde bozduğu istismar düzeyinin şiddetini belirlemede önemli bir faktör olduğu söylenebilir.

İstismara maruz kalan bir kişi artık hangi noktada sizden destek almak için geliyor? Kısacası hangi seviyede artık dayanamaz hale geliyor?

Belirttiğim gibi duygusal istismar fiziksel istismar ya da cinsel istismar gibi diğer istismar türlerine göre kişinin kendisi ya da diğerleri tarafından daha güç fark edilebilmektedir. Dolayısıyla danışanlar çoğu zaman ikincil sebeplerden dolayı terapiye baş vurmaktadırlar. İkincil sebeplerden kast ettiğim depresif duygu durum, panik atak ve anksiyete gibi psikolojik problemlerdir. Tüm bunlar kişinin günlük hayatındaki işlevselliğini bozacak düzeye ve baş edilemez boyuta geldiğinde kişiler kendi istekleri ya da çevresindeki insanların yönlendirmesiyle terapiye başvurmaktadırlar.

Duygusal istismara maruz kalan kişilerde sonrasında ne gibi rahatsızlıklarla karşılaşabiliyorsunuz?

İstismar türü ister fiziksel ister psikolojik açıdan olsun kişinin ruh sağlığı üzerinde birtakım olumsuz etkilere neden olabilmektedir. Duygusal istismarın sonuçları da fiziksel istismarın sonuçları kadar şiddetli ve yıkıcı olabilmekte ve kişinin ruh sağlığına olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Partneri tarafından şiddetli ve sürekli bir şekilde duygusal istismara maruz kalan kişilerde kendisine yönelik işlevsel olmayan olumsuz düşünceler oluşabilmektedir. Bu durum zamanla kişinin kendisini yetersiz ve değersiz hissetmesine neden olabilmektedir. Örneğin kişi kendisinin yeterince iyi olmadığını ve başkaları içinde yeterince iyi olamayacaklarını ya da kendilerinin sevilemez değer görülemez biri olduklarına dair işlevsel olmayan inançlar oluşturabilirler. Bu inançlar gerçekçeği yansıtmayacak kadar kişinin benlik saygısında düşüşe neden olabilir. Hatta kişi istismar eden partnere benzer tutumlar kendisine gösterebilir ve kendisine yönelik düşüncelerde  istismar eden partnerin düşüncelerine benzer düşüncelere sahip olabilir. İstismar eden partnerin tutum ve düşüncelerini içselleştirebilir. Zamanla bu durum kişide uyku bozukluğu, sosyal ortamdan kendisini izole etme, yeme tutumunda bozulmalar gibi belirtilere, depresyon anksiyete, panik atak gibi patolojilere neden olabilmektedir.

İlişkilerde duygusal istismara daha kolay maruz kalan risk grupları var mı? Yoksa herkes aynı derecede tehdit altında mı?

Her ilişki içerisinde riskleri barındırmaktadır ancak bu noktada belli risk gruplarından bahsetmek mümkündür. Burada maruz kalma riskini arttıran en temel faktörlerden biri kişinin erken dönemde ebeveyniyle kurduğu ilişkiler önemli bir rol oynamaktadır. Çocukluk döneminde duygusal istismara maruz kalmış bireyler yetişkinlik döneminde o istismar örüntüsünü besleyecek  kişilerle romantik ilişki içersine girebilirler. Bu durumun psikolojik açıdan teoride birçok açıklaması yer almaktadır. Bir tanesine örnek vermek gerekirse, kişi geçmişteki istismar ediciyle olan öyküsünü yetişkin kimliğiyle benzer tutumlar gösteren partneri seçerek geçmişteki ilişkiyi bugün ki ilişkisiyle çözümlemeye çalışıyor olabilir. Bu durum duygusal istismar edici partner örüntüsüne maruz kalmasını kişinin arttırabilir. Bununla birlikte benlik saygısıyla ilgili yapılan çalışmalar da benlik saygısı düşük olan bireylerin daha kolay duygusal istismar maruz kaldığını göstermektedir. Benlik saygısı yüksek olan bireylerin istismarı fark edip durdurma ve gerekli gördükleri durumda sınır koyup hatta daha rahat ilişkiyi bitirebildikleri söylenebilir. Sonuç olarak; Kendisine yönelik değersizlik ve yetersizlik inançları olan bireyler bu inançları besleyecek ilişki örüntülerine yönelebilirler.

İlişki sırasında duygusal istismarda bulunan partnerin ruh sağlığına dair bir genelleme yapılabilir mi? Kısacası daha çok kimler duygusal istismara başvuruyor?

Doğrudan bir genelleme yapmak mümkün olmamakla birlikte. Birtakım özelliklerden bahsedilebilinir. Özellikle erken dönem yaşantılarında ebeveynleri tarafından istismar edilen bireyler yetersilik ve değersizlik inançalarını yetişkin kimliğinde partneriyle kurduğu ilişkide partneri duygusal olarak istismar ederek bu duygularla işlevsel olmayan bir yöntemle baş etmeye çalışabilmektedirler. Dolayısıyla istismar edicinin çoğu zaman geçmişinde istismar öyküsü olduğu söylenebilir.

Anne baba tutumlarında otoriter ve baskıcı aile tutuma maruz kalan bireyler, ebeveyn tutumlarını rol model alarak ileriki dönemlerde partnerine karşı otoriter ve baskıcı bir tutum sergileyen yetişkinler olabilmektedir.

Bununla birlikte benlik saygısı düşük olan bireyler kendilerini daha güçlü hissedebilmek amacıyla partnerine karşı istismar edici davranışlarda bulunabilmektedirler.

Bebeklik döneminde ki bağlanma stilimiz, yetişkinlik döneminde ki bağlanma stilimizin temelini oluşturmaktadır. Bağlanma stili ve duygusal istismar üzerine yapılan çalışmalarda kaygılı ya da güvensiz bağlanma örüntüsünün duygusal anlamda istismar etme oranını arttırdığı görülmektedir.

Bununla birlikte genellikle ilişkilerinde başlangıçta sevgi dolu ve sağlıklı bir ilişki örüntüsü gösterme eğilimlimleri vardır. Ancak ilişki ilerledikçe partnerlerini kontrol etmek ve manipüle etmek için çeşitli tutumlar sergileyebiliriler. Hatta bu tutumlar o kadar yavaş ve sinsi ilerlerki istismarı karşı partnerin fark etmesi güçleşebilir.

Kendi ihtiyaçlarını partnerinin ihtiyacından önce görür. Sürekli yönetmek ve kural koyan kişi olmak isterler. Hatalar karşısında partnerini suçlayacı bir tutum sergilerler. Kendi hatalarını kabul etmezler.

Kadınlar mı erkekler mi daha sık duygusal istismara maruz kalıyor? İstatiksel bir veriniz var mı?

Literatürde buna dair veriler yer almaktadır. Ancak kadınların mı erkeklerin mi daha fazla duygusal istismara maruz kaldığını belirleyen en temel faktörün toplumun cinsiyet rollerine atfettikileri anlamlar olduğu söylenebilir. Özellikle erkek egemen toplumlarda kadınların daha fazla duygusal istismara maruz kaldığı söylenebilir. Örneğin erkek her şeyi yapabilir, erkek diyorsa doğrudur. Kadın erkeğe boyun eğmelidir inancına sahip olan toplumlar kadınları istismara daha açık hale getirebilmektedir. 

Kendini belli etmeyen görünmez/üstü örtük istismar davranışları var mıdır? Hangi durumlarda dikkatli olmalıyız?

Duygusal istismarın diğer istismar türlerine göre daha zor algılanmasının nedenlerinden biri aslında genellikle üstü örtük oluşudur diyebiliriz. Tüm duygusal istismar davranışları örtük bir tutumla gerçekleştirilebilir. Ancak partnerinizle ilişki kurmaya çalıştığınız her an içsel bir sıkıntı hissediyorsanız, kendinizi sürekli olarak anlaşılmamış hissediyorsanız, kendinizi ilişkinin ilk dönemlerine göre daha depresif, kaygılı, yetersiz ve değersiz hissediyorsanız duygusal olarak partneriniz tarafından suistimal ediliyor olabilirsiniz.

Her şey yolunda giderken duygusal istismarın başlayacağına işaret eden ilk sinyaller nelerdir? Bu işaretleri anlayıp nasıl istismardan kaçabiliriz?

İlişki içerisinde duygusal istismarın ilk sinyalleri;

 

  • İlişkinin ilk dönemlerinden farklı olarak negatif duygu deneyimini pozitif duygu deneyimine göre daha fazla hissediyorsanız
  • Fiziksel bir rahatsızlığa bağlı olmaksızın kalp çarpıntısı, nefes darlığı, uyku problemi, iştahta azalma ya da artma yaşıyorsanız
  • Anlamlandırmakta güçlük yaşadığı bir duygu durum içerisindeyseniz

‘’İş performansında düşüş, arkadaşlarıyla görüşmek istememe, eskiden yaptığı şeylerden zevk almama ve yapmak istememe’’ gibi günlük hayatındaki işlevselliği gittikçe olumsuz yönde etkilenmeye başladıysanız ilişkinizde duygusal olarak suistimal ediliyor olma olasılığınızın yüksek olduğu söyleyebilirim.

İstismara maruz kalınan bir ilişkiyi yürütmeli mi? İlişkinin düzelme şansı var mı?

Doğrudan yürütülmeli ya da yürütülmemeli demek mümkün olmamakla birlikte tabi ki sağlıklı bir ilişki örüntüsüne doğru gidebilir. Bir ilişkinin devam edip etmeme kararında; kişinin ilişkiden aldığı yarar ve uğradığı zararı gerçekçi bir şekilde değerlendirebiliyor olması gerekir. Bunun fark edilmesi çoğunlukla güç olabilmektedir. Bu noktada kişilerin önce bireysel terapi sürecinden sonrasında gerekli görüldüğü durumlarda çift terapisi sürecinden geçiyor olması ilişkinin yönünde belirleyici bir faktördür.

Duygusal olarak istismar edildiğimiz bir ilişkiden çıkabilmenin yolları nedir? Böyle partnerlere karşı nasıl bir strateji izlenebilir?

Zarar veren ilişkiden çıkabilmek için önce o zararın kişi tarafından algılanabiliniyor olması gerekir.      Dolayısıyla ilk adım kişinin suistimali tanıması ve partneri tarafından duygusal istismara uğradığını kabul etmesidir. Kendinize zaman ayırın; duygularınıza ne hissettiğinize, neyi sevip sevmediğinize, kim olduğunuza odaklanın. Öz bakımınızla ilgilenin; partneri tarafından duygusal istismara uğrayan kişiler de zamanla öz bakım becerilerinde düşmeler görülebilmektedir. Bu tutum kişinin kendisini daha fazla değersiz ve yetersiz hissetmesine neden olabilmektedir.  Kişinin dengeli beslenmesi, yeterli miktarda uyuması, bedensel temizliğine önem vermesi iyi hissetmesine neden olabilecek öz bakım becerileri arasında sıralanabilir.

Sınır koyun; istismar eden partnerinize size zarar veren davranışı yapmaması gerektiğini kendisine belirtin. Kişi eğer istenmeyen davranışa devam ediyorsa olumsuz olabilecek durumları anlatın. Örneğin, konuşurken sizi dinlemiyorsa, sözünü kesiyor ya da eleştiriyorsa, göz teması kurmuyorsa konu hakkında kendisiyle daha fazla konuşmayacağınızı ve odadan ayrılacağınızı söyleyin. Burada kişinin partnerine karşı koyduğu sınırlarda tutarlı olması oldukça önemlidir.

İlişkinin tüm sorumluluğunu yüklenmekten uzak durun; istismara uğrayan partner genellikle problemin kendisinde olduğuna dair gerçekçi olmayan inançlara sahip olabilmekte ve kendisini suçlayabilmektedir. Ancak ilişki çift yönlü bir süreçtir ve her bireyin örüntüsü biriciktir. İlişki içerisinde karşınızdaki kişinin tutum ve davranışlarını kontrol edemeyeceğinizi ve partnerinizin seçimlerinden sorumlu olmadığınızı kendinize hatırlatın. Değiştirebileceğiniz tek davranış kendi davranışınız olabileceğini unutmayın.

Duygularınızı ifade edin; hissettiğiniz duyguları normalleştirip bastırmak yerine duygularınızı sevdiğiniz ve güvendiğiniz insanlarla paylaşın.  İstismar eden partnerinizden mümkün olduğunca uzaklaşın ve sizi sevdiğini hissettiren, destekleyen insanlarla birlikte olun. Bu süreçte kişinin sosyal ortamdan kendisini izole etmesi yapılan yanlışlardan birisidir. Tam tersi sosyal birliktelik ve duyguları paylaşmak kişiyi güvende hissettirir. Ayrıca görmekte zorlandığı konuları farketmesini yani kendisine ya da ilişkisine karşı farklı bir perspektiften bakmasını sağlar.

Psikoterapi desteği almaktan çekinmeyin; ilişkiniz içerisinde duygusal anlamda baş etmekte zorlanıyorsanız bu durum işlevselliğinizi etkilemeye başladıysa, baş edemediğiniz ya da baş etmekte zorlandığınız özellikle kendinize dair olumsuz düşünceleriniz varsa bir ruh sağlığı uzmanıyla görüşerek destek almanız iyi olma haliniz açısından oldukça önemlidir.

En sık rastlanan istismar davranışları hangileridir?

Aşağıdaki istismar davranışlarından en sık görülenleri (ya da sizin ekleyeceğiniz varsa) kısaca açıklayıp, ilişki sırasında onları nasıl anlayabileceğimize/yaşayabileceğimize dair örnekler verebilir misiniz?

  • Kişiyi görmezden gelme
  • İzole etme
  • Taklit etme
  • Alay etme
  • Sömürme
  • Dışlama
  • Önemli olan bir şeyi elden almakla ya da terketmekle korkutma/tehdit etme
  • Kişiyi yetersiz kılma ya da kendisini yetersiz hissettirme
  • Hakaret etme
  • Aşağılama
  • Düzenli olarak hatalarını ve eksiklerini vurgulama
  • Kontrol etmeye çalışma
  • Baskı altında tutma
  • Cezalandırma
  • ‘Fazla hassas’ olmakla suçlama
  • Davranışlarını düzeltme
  • Başarı-hayal ve umutlarını küçümseme
  • Göz teması kurmama
  • Kişiyi dinlememe 

Yukarıda belirtilen tutumlar en sık görülen duygusal istismar davranışları arasında sıralanabilir.

Duygular ve tutumlar ilişkide ki istismarı anlamada önemli bir faktördür. Belirttiğim gibi romantik ilişki içerisinde kişinin kendisini nasıl hissettiği istismarın anlaşılmasında önemlidir.

Örneğin kişi ilişki içersinde daha çok mutlu mu hissediyor mutsuz mu? Suçluluk duyguları ilişki içerisinde yoğun mu? Kaygı ve korku duyguları ne kadar fazla ?

Tüm bunlar kişinin partneri tarafından duygusal olarak istismara maruz kaldığını anlamasında önemlidir. Duyguların yanısıra davranışlar istismarı anlamada önemli bir faktördür.

Partnerinize karşı hayır demekten korkuyor musunuz?

İstemediğiniz şeyleri yapmak zorunda kalıyor musunuz?

Dışarı çıkmak istediğinizde ya da sevdiğiniz kişilerle görüşmek istediğinizde sürekli olarak partneriniz tarafından engelleniyor musunuz?

Tartışamalarda sürekli olarak haksız duruma mı düşüyorsunuz?

Finansal güçleriniz elinizden alınıyor mu?

Sürekli olarak nasıl göründüğünüze dair olumsuz düşüncelere maruz kalıyor musunuz?

Sürekli olarak onay alma ihtiyacı duyuyor musunuz?

Cinsel hayatınızda kendinizi güvensiz hissediyor musunuz?

Bu sorulara verilen ‘’ evet’’ cevaplarının ilişkide ki duygusal istismarı anlamada önemli bir faktör olduğunu söyleyebilirim.

 

 

Benzer Yazılar

Çocukların Yaptığı Resimler ile İç Dünyasını Görebilirsiniz
Çocukların Yaptığı Resimler ile İç Dünyasını Görebilirsiniz

“Resim, soyut düşüncesi yetişkinler kadar gelişmemiş çocuğun en iyi iletişim aracıdır. Resimler, çocuklarının iç dünyasının dışa yansımasıdır” diyen İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikoloji Uzmanı Kln. Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan, anlattı.

Devamı

Sürekli Deprem Oluyor Kaygısı Yaşamak Normal Mi?
Sürekli Deprem Oluyor Kaygısı Yaşamak Normal Mi?

Sürekli Deprem Oluyor Kaygısı Yaşamak Normal Mi?

Devamı

Seçimlerin Psikolojik Etkisi
Seçimlerin Psikolojik Etkisi

Seçimlerin Psikolojik Etkisi

Devamı

Türkiye’de Bipolar Bozukluk 2 Milyondan Fazla! (30 Mart Dünya Bipolar Bozukluk Günü)
Türkiye’de Bipolar Bozukluk 2 Milyondan Fazla! (30 Mart Dünya Bipolar Bozukluk Günü)

Türkiye’de Bipolar Bozukluk 2 Milyondan Fazla! (30 Mart Dünya Bipolar Bozukluk Günü)

Devamı

Yangınlar Çocuklarda Depresyona Neden Oluyor
Yangınlar Çocuklarda Depresyona Neden Oluyor

Dünya genelinde ve ülkemizde ne yazık ki şu anda da olduğu gibi her yıl çok sayıda çocuk ve ergen birey, doğal afetlere maruz kalmakta ve bu afetlerden psikolojik, fiziksel ve sosyal olarak farklı şekillerde etkilenebilmektedirler. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikoloji Uzmanı Kln. Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan, açıklamalarda bulundu.

Devamı

Deprem Sonrası Akut Stres Bozukluğuna Dikkat!
Deprem Sonrası Akut Stres Bozukluğuna Dikkat!

Deprem Sonrası Akut Stres Bozukluğuna Dikkat! “Ülke olarak zorlu bir süreçten geçiyoruz. Bu süreçte hepimiz aynı gemideyiz bu gemi içerisinde hepimiz yaralar aldık, kayıplar yaşadık ve ne yazık ki yaşamaya devam ediyoruz. Şu anda ise hepimiz fırtınanın getirdiği bilinmezlikle rotamızın tam olarak neresi olduğunu kestiremiyor ve kayıplarımızın yasını tutuyoruz…” diyen İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikoloji bölümünden Kln. Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan, önemli açıklamalarda bulundu.

Devamı

Okullara Kısa Bir Mola! Çocuklar için Tatil, Tatil Gibi mi Geçiyor?
Okullara Kısa Bir Mola! Çocuklar için Tatil, Tatil Gibi mi Geçiyor?

Ara Tatil için Ebeveynlere Özel Fikirler! İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi’nden Kln. Psk. Melis Ünlü

Devamı

Çocuklarla Kayıp ve Yas Hakkında Konuşmak Doğru Mudur?
Çocuklarla Kayıp ve Yas Hakkında Konuşmak Doğru Mudur?

Çocuklarla Kayıp ve Yas Hakkında Konuşmak Doğru Mudur?

Devamı

Mevsim Geçişlerinde Yaşanan Duygusal Dalgalanmalara Dikkat!
Mevsim Geçişlerinde Yaşanan Duygusal Dalgalanmalara Dikkat!

“Yaz aylarına veda edip sonbahara merhaba dediğimiz mevsimsel bir geçiş söz konusu-dur. Mevsimsel geçişler kişilerin ruh sağlıkları üzerinde farklı etkiler oluşturabilmekte-dir” diyen İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikoloji Uzmanı Kln. Psk. Müge Leblebi-cioğlu Arslan, mevsimsel geçiş süreci hakkında açıklamalarda bulundu.

Devamı

12 Aylık Bebeklerin Gelişimi Nasıl Olur?
12 Aylık Bebeklerin Gelişimi Nasıl Olur?

Neredeyse bir yaşına girecek bebeğinizin artık çevresine daha ilgili olduğunu ve birçok şeyi anlamlandırmaya çalışmaya başladığını görebilirsiniz.

Devamı