Sezaryen Doğum İle Obezite Arasında Bir İlişki Var Mı?
Günümüzde görülen pek çok hastalığın sebebi obezitedir. Yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları ve genetik faktörler obezitenin ortaya çıkmasında önemli rol oynarlar. Genelde erişkin yaş problemi olarak bilinen obezitenin çocukluk çağında görülme oranı son 20 yılda 2 kat artış göstermiş olup bu durum araştırmacıların odak noktası haline gelmiştir.
“Obez çocukların tıbbi geçmişi incelenmiş, doğum şekillerinin obezite ile ilgilisi olabileceği fikri doğmuştur. En son ABD ‘de yapılan bir çalışma sezaryen doğumun vajinal doğuma göre obeziteyi 2 kat artırdığını bildirmiştir. Daha önce İngiltere ve Çin’de yapılan bazı çalışmalarda obezite açısından incelendiğinde sezaryen ve vajinal doğum arasında yüzde 20 - 50 civarı artış olduğu bildirilirken, Avustralya ve Japonya’da yapılan çalışmalar doğum şeklinin obeziteyi etkilemediğini bildirmişlerdir” diyen Okan Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Gökçenur Gönenç, açıkladı.
Obezite-Sezaryen Doğum İlişkisi Net Değil!
Sezaryen, bir doğum tercihinden ziyade anne ve/veya bebek için hayat kurtaran bir operasyon olduğunda uygulanmaktadır. Son yıllarda Dünya ile paralel olarak ülkemizde de sezaryen oranlarında artış görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü sezaryen oranının yüzde 15 olması gerektiğini vurgularken Hollanda ve Fransa gibi Avrupa ülkelerinde yüzde 20-30, ABD’de yüzde 30, Çin’de yüzde 50 civarındadır. Sezaryen ile doğum yapan gebelere bakıldığında çoğunun diyabet, hipertansiyon, iri bebeğe sahip olma gibi ek durumları mevcuttur. Bu nedenle çalışmalarda sezaryen doğuma atfedilen çocukluk çağı obezitesinin bu faktörlerden etkilenip etkilenmediği net olarak bilinmemektedir. Çalışmalardaki hasta sayısının yetersizliği çalışmayı yapanlarca vurgulanmış, durumun netleşmesi için daha fazla hasta sayısı ile yeni çalışmalar yapılmasının uygun olacağı bildirilmiştir.
“Yalnızca Tıbbi Bir Problem Olduğunda Sezaryen Doğum Uygulanmalıdır”
Sezaryen ile doğan bebekler, anneye ait vajen ve bağırsak florası ile tanışmamaktadır. Bu bebekler vajinal yolla doğan bebekler ile karşılaştırıldıklarında bağırsaklarında “Bifidobacteria” ve “Bacteroides” türleri gibi koruyucu mikroorganizmaların daha az sayıda olduğu tespit edilmiştir. Bu mikroorganizmalar, bağışıklık üzerine önemli rol oynamakta ve eksiklikleri bazı kronik hastalıklara zemin hazırlamaktadır. Bu kronik hastalıklardan birinin obezite olabileceği araştırmaların temelini oluşturmaktadır. Ayrıca, epidemiyolojik çalışmalarda sezaryen ile doğan bebeklerde leptin seviyesinin daha düşük olduğu, bunun emmeyi etkileyebileceği ve ileri dönem obezitesi üzerine etkisi olabileceği de bildirilmiştir. Takiplerde bir problem tespit edilmeyen gebelerde vajinal doğumun teşvik edilmesi, tıbbi bir problem durumunda sezaryen doğumun uygulanması gerekliliği değişmemesi gereken bir gerçektir.
Benzer Yazılar
Vajinusmustan Kurtulmak Sandığınız Kadar Zor Değil!
Menopoz kadınların genelinde görülen bir süreçtir. Bazı kadınlar bu döneme daha erken girseler de bazıları daha geç girebiliyor.
Vajinismus, vajen bölgesindeki kasların istemsiz kasılması sonucu meydana gelerek, bir cinsel fonksiyon bozukluğu oluşturur. Bu durumda, kadın isteğiyle cinsel ilişkiye girmek ister; fakat kendi iradesi dışında kasılır ve penisin vajinadan içeri girmesini önler.
Kadınlar ve erkeklerin ürogenital sistemlerinde, çeşitli mikroorganizmalardan kaynaklanan enfeksiyonlar görülebilir.
Adet ağrısı, kramp tarzında, bele ve kasıklara, bazen de bacaklara vurabilen şiddetli bir ağrıdır.
Kegel egzersizleri bilinen diğer adıyla pelvik taban egzersizleri, kadınlarda vajina etrafındaki kasların güçlendirilmesi için yapılan egzersizlerdir. Kegel egzersizleri düzenli yapıldığı takdirde; bu kaslar kuvvetlenerek idrar kaçırma, rahim sarkması gibi birçok sorunun önüne geçer.
Riskli gebelik, anne ve bebek hayatlarını tehdit eden çok önemli bir problemdir. Bazen gebelik takibinde riskli bir hale gelir, bazen de anne adayının daha önceki sağlık problemlerinden dolayı en başında gebelik riskli başlar.
Tiroid bezi hamilelik esnasında büyüyebilir, bu durumda guatr gelişir. Hamilelik ile ilikili guatr, iyor eksikliği olan coğrafi bölgelerde daha sık görülür.
Gebelik kolestazı, çok sık görülmemek ile birlikte anne adaylarında yaygın kaşıntı şikayetiyle ortaya çıkmaktadır.
Hamilelik; döllenmeden, doğuma kadar bir kadının vücudunda birkaç adımda gerçekleşir.