Çocuklara Deprem Nasıl Anlatılmalıdır?

Çocuklara Deprem Nasıl Anlatılmalıdır?

Yaşadığımız bu zor süreç hepimizi derinden etkiledi. Gözümüz her gün deprem bölgesinde... Çocuklarımızın ve biz yetişkinlerin süreçten etkilenmemeleri ne yazık ki pek mümkün değil ancak bu noktada çocuklarımıza sürecin sağlıklı bir şekilde aktarılıyor olması önemli” diyen İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikoloji bölümünden Uzm. Psk. Tuğçe Dabağer Dilek, önemli açıklamalarda bulundu.

Özellikle, 8-10 yaş altındaki çocuklar, soyut düşünme becerilerinin tam olarak oluşmaması sebebiyle gerçekleşen depremin nasıl olduğunu zihinlerinde anlamlandırmakta zorlanırlar ve bu kavram onlar için oldukça belirsiz kalır. Belirsiz olan durumlar ise çocukları ürkütür, kaygılarını arttır, endişeli, güvensiz ve korkulu hissederler. Bu duygular beraberinde, kabus görme, tırnak yeme, alt ıslatma ve içe kapanma gibi hem ruhsal hem de fiziksel belirtileri de beraberinde getirir.

Peki, Çocuklarımıza Yaşanılan Bu Afeti Nasıl Anlatabiliriz?

Öncelikle yaşanılan deprem çocuklara mümkün olduğunca yalın ve gerçek bir dilde anlatılmalıdır. Bu noktada, fazla detay vermek veya bu konuyla ilgili hiç konuşmamak çocukların kafasında birçok soru işareti yaratabiliyor. Depremin, yağmur, kar ve diğer hava olayları gibi bir doğa olayı olduğunu ve ayağımızı bastığımız yerlerin zaman zaman bu sebeple hareket edebileceği şeklinde bir aktarım sağlanabilir.

İkinci en önemli adım ise;

Çocukların deprem ile ilgili sorduğu soruların geçiştirilmemesi ve konunun kapatılmamasıdır. Böyle bir yol izlendiğinde çocuk kendi hayal gücüyle bu sorulara cevap aramaya başlar ve bu durum çocuğun daha fazla kaygılanmasına sebep olabilir.

‘Çocuklarımızla açık iletişim olmazsa olmaz adımlardandır’

Çocuklarla açık iletişim kurmak faydalıdır, ancak bu iletişimin ve aktarımların sınırlarına da dikkat edilmelidir. Çocuğumuzun yanında bu konuyla ilgili detaylı konuşmalardan, çocuğun sürekli deprem ve enkaz görüntülerine maruz kalmasından kaçınılmalıdır. Çocukların, olumsuz görüntülere fazla maruz kalması, güven duygusunu önemli ölçüde zedeleyebilir. Unutulmamalıdır ki bu süreçte çocuğun hissetmek ve duymak istediği en önemli duygu güvenlik hissiyatıdır.

Çoğu zaman çocuklar, çevrelerinde gerçekleşen durumları ebeveynlerin tepkilerini gözlemleyerek algılarlar. Bu noktada, atılması gereken bir diğer önemli adım ise ebeveynin kendi duygu durumunu düzenlemeye çalışmasıdır. Elbette, bu durum korkularımızı ve üzüntülerimizi tamamen saklamak gizlemek anlamında değil tam tersi çocuklarımızın hissettikleri bu belirsizlik ve korkunun birlikte ifade edilebiliyor olması anlamındadır.

Bir diğer yandan, çocukların bu süreçte hissettiklerini sözel olarak ifade etmesi bazen mümkün olamayabilir. Böyle durumlarda, oyun oynamak, resim yapmak gibi çocuğun sevdiği aktiviteler, çocuğun kendisini ifade etmesine olanak sağlayacaktır.

Son olarak,  kaygının, korkunun ve belirsizliğin olduğu bu süreçte çocuğunun en temel ihtiyacı sevdiği birine temas etmek ve yakın ilişki halinde kalmaktadır. Dolayısıyla, bu dönemde çocuklarınızla sık sık yakın temaslar kurarak sakinleştirmeyi ihmal etmeyin.

Ülkece yaşadığımız bu zor süreçte, vefat edenlerimizin yakınlarına baş sağlığı, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Umarım, bir daha böyle bir afeti yaşamayız.

 

 

 

Benzer Yazılar

Sınav Sürecinde Ebeveynlere 10 Önemli Tavsiye!
Sınav Sürecinde Ebeveynlere 10 Önemli Tavsiye!

‘Sınav Öncesi Yönlendirici Değil, Destekleyici Ebeveyn Rolünü Üstlenin!’

Devamı

Tatil Sonrası Adaptasyon Güçlüğünün Yaşanmasında 10 Önemli Faktör
Tatil Sonrası Adaptasyon Güçlüğünün Yaşanmasında 10 Önemli Faktör

Tatil Sonrası Adaptasyon Güçlüğünün Yaşanmasında 10 Önemli Faktör

Devamı

Yeni Yılda Sadece Rakamlar Değil, Hedefleriniz de Yenilensin!
Yeni Yılda Sadece Rakamlar Değil, Hedefleriniz de Yenilensin!

Yeni Yılda Sadece Rakamlar Değil, Hedefleriniz de Yenilensin!

Devamı

İç Huzur ile Birlikte Hayata Katkı Sağlayabilirsiniz (10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Farkındalık Haftası)
İç Huzur ile Birlikte Hayata Katkı Sağlayabilirsiniz (10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Farkındalık Haftası)

İç Huzur ile Birlikte Hayata Katkı Sağlayabilirsiniz (10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Farkındalık Haftası)

Devamı

Seçimlerin Psikolojik Etkisi
Seçimlerin Psikolojik Etkisi

Seçimlerin Psikolojik Etkisi

Devamı

Tatil Bitiyor Okula Dönüşte Korkular Başlıyor!
Tatil Bitiyor Okula Dönüşte Korkular Başlıyor!

Tatil Bitiyor Okula Dönüşte Korkular Başlıyor!

Devamı

Şiddet Sadece Fiziksel Değildir
Şiddet Sadece Fiziksel Değildir

Dünya Kadınlar Günü her yıl 8 Mart tarihinde kadınların toplumsal ve sosyal yaşamda cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve farkındalık yaratılması için kutlanır. Günümüzde ki kadın sorunlarına dikkat çeken İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Uzm. Kln. Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan kadınların maruz kaldığı psikolojik şiddet ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Devamı

Çocukların Yaptığı Resimler ile İç Dünyasını Görebilirsiniz
Çocukların Yaptığı Resimler ile İç Dünyasını Görebilirsiniz

“Resim, soyut düşüncesi yetişkinler kadar gelişmemiş çocuğun en iyi iletişim aracıdır. Resimler, çocuklarının iç dünyasının dışa yansımasıdır” diyen İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikoloji Uzmanı Kln. Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan, anlattı.

Devamı

Bedeninize Kulak Verin Size Bir Mesajı Olabilir!
Bedeninize Kulak Verin Size Bir Mesajı Olabilir!

Bedeninize Kulak Verin Size Bir Mesajı Olabilir!

Devamı

Şiddet Öğrenilen Bir Davranıştır! Şiddet Virüsten Daha Tehlike Hale Gelmeye Başladı!
Şiddet Öğrenilen Bir Davranıştır! Şiddet Virüsten Daha Tehlike Hale Gelmeye Başladı!

Günümüzde ne yazık ki toplumda birçok birey doğrudan ya da dolaylı olarak şiddete maruz kalmaktadır. Pandemi nedeniyle güvenli alan olarak gördüğümüz evlerimiz şiddete maruz kalan çocuklar ve kadınlar açısından ne yazık ki virüsün kendisinden daha büyük tehlike barındırmaktadır. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikoloji Uzmanı Kln. Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan, açıklamalarda bulundu.

Devamı