Tekrar Eden Düşükler Klasik Tüp Bebek Tedavisi İle Önlenebiliyor
Tekrarlayan düşüklerin nedenleri nelerdir?
Bebek sahibi olmak isteyen çiftler, tekrar eden düşükler nedeniyle olumlu sonuçlar alamayabiliyorlar. Bu düşüklerin %40’ının nedeni belirlenebiliyor. %10 ila %15’i kromozom bozukluğuna bağlı olduğu bu düşük oranları; genetiği sağlam olan embriyonun seçilip, rahme yerleştirilmesiyle azaltılabilir.
Düşüklerin nedeni kromozomlara bağlı olabildiği gibi şu nedenlere de bağlı olabilir:
- Rahmin şeklin bozukluğu
- Polip, myom ve rahim yapışıklıkları
- Anne karnındaki bebeğin beslendiği damarda pıhtılaşma
- Diyabet ve tiroit bozukluğu
- Sigara kullanımı
Kalitesiz yaşam koşulları ve zararlı alışkanlıklar kadınlarda üreme sistemini olumsuz yönde etkiliyor. Sigara kullanımı, tiroit bozukluğu ve takip edilmeyen diyabet gibi unsurlar düşüklere neden olabilir. Bu unsurların yanı sıra; bağışıklık sisteminde bulunan ve natürel killer olarak adlandırılan hücrelerin fazla aktif olması, embriyonun tutunma döneminde embriyoyu kabul etmeyebilir. Bunun sonucunda ise düşükler meydana gelir.
Tüp bebek tedavileri ile tekrar eden düşükler önlenebiliyor…
Düşük oranlarının %60’ı bilinemiyor olduğu için nedenini araştırmaya yönelik tahliller yapılır. Kaybedilen bebeğin dokularından alınan örnekler ile genetik inceleme yapılır. Eğer; kromozom bozukluğu varsa bu şekilde tespit edilebilir. Bazı çiftlerin kromozomlarında bir anormallik olmasa bile, bu yapılar bir araya geldiklerinde; bebeğin kromozom yapılarında anormallikler görülmesine neden olabilir. Bebeğin kromozom yapısında bozukluk saptanmışsa, uygulanacak tüp bebek tedavisi ile çiftler anne ve baba olabilirler.
Klasik tüp bebek tedavisi adımları izleniyor…
Tekrar eden düşüklerde, klasik tüp bebek tedavisinde izlenen adımlar takip edilir. Anne adayından alınacak yumurtalar, baba adayından alınacak sperm hücreleri ile klinik ortamda döllendirilir. Pek çok embriyo elde edilerek, genetik açıdan en kaliteli olanlar PGT, yani; preimplantasyon genetik tarama yöntemi ile ayrılır. Bunlardan ise en sağlıklı olanı rahim içerisine yerleştirilmesi üzere seçilir.
Genetik faktörlere bağlı oluşabilecek düşükler için bu şekilde önlem alınabiliyor. Fakat bilinmelidir ki; düşükler, genetik faktörler dışında da gelişebilir. Bu grupta olan çiftler, gebelik sağlanması konusunda sorunlar yaşıyorsa tüp bebek tedavisine başvurulmalıdırlar.
Preimplantasyon genetik tanı ile bebek sahibi olma şansı artıyor…
Tüp bebek tedavisinde bebek sahibi olma oranı, genetik taramaların yapılması ile artmaktadır. Preimplantasyon genetik tanı olarak isimlendirilen bu tarama; laboratuvarda oluşturulan embriyoların hücre örneklerinin alınması ve kromozom yapılarının sayıları yönünden incelenmesini kapsar.
Embriyodan alınan örneklerin; üçüncü veya blastokist aşaması olan 5.gününde alınması gerekir. Embriyonun, 3.gününde sahip olduğu 7 ila 8 kadar hücresi vardır. Bu günde alınacak örnek hücre; normal olarak değerlendirilse bile, embriyonun diğer hücrelerinde anormallik olabileceği için en doğrusu; 5.günde alınacak 5 ila 6 hücrenin incelenmesiyle net bir sonuca ulaşılmasıdır.
Bu süreçte; alınan örnek hücrelerin değerlendirilmesi ve normal olarak saptanmasıyla transfer işlemi başlatılabilir. Böylelikle gebelik sürecinin başlatılması için en önemli adım atılmış olacaktır.
Benzer Yazılar
Bebek sahibi olmak isteyen çiftler, tekrar eden düşükler nedeniyle olumlu sonuçlar alamayabiliyorlar.
Çoğul gebelik, birden fazla yumurta hücresinin aynı anda döllenip gelişmeye başlamasıyla oluşur.
Çocuk sahibi olmak isteyen aileler, tüp bebek konusunda toplumda doğru bilinen yanlışlar ve bilinçsiz uygulamalar nedeniyle endişe ya da hayal kırıklığı yaşayabiliyor.
Tüp bebek tedavisinde, deneme konusunda sınır bir sayı bulunmuyor.
Bebek sahibi olmak isteyen anne ve baba adayları gelişen teknoloji ile bu hayallerini gerçekleştirebiliyorlar
Erkeklerden alınan spermlerin ve kadın üreme hücreleri olan yumurtaların vücut dışında laboratuvar ortamında bir araya getirilerek döllemenin sağlanmasında rol oynayan tedavi yöntemidir.
Kadınlarda En Sık Görülen 5 Hastalık ve Çözümleri (8 Mart Dünya Kadınlar Günü)