Bize Sorun

Aşağıdaki formu doldurarak bilgi talep edebilirsiniz.

7/24 Yanınızdayız

Son Dönem Böbrek Yetmezliğinin Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Son Dönem Böbrek Yetmezliğinin Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Organ naklinin önemi nedir?

Organ nakli, 20. yüzyılın son çeyreğinde tıbbın insanlık için geliştirilen bir mucizedir. Organ nakli, işlevini yerine getiremeyen organları, başka sağlıklı organlar ile değiştirmeyi sağlayan cerrahi bir işlemdir. Başta böbrek olmak üzere, karaciğer, kalp, kornea, pankreas ve ince bağırsakları çalışamaz olan insanların bu organları yerine çalışan bir organ konmasına “organ nakli” denmektedir. Böbrek ve karaciğer nakilleri canlı vericilerden olabildiği gibi, tercihen beyin ölümü ile hayatını kaybeden insanların bağışlanan organlarıyla da gerçekleştirilebilir. Ancak kalp gibi diğer organ nakilleri ise sadece beyin ölümü sonucu bağışlanan organlarla olabilir.

Organ yetmezliği sinsi bir hastalıktır. Bir organın yetmezliğinde, o organın fonksiyonlarının kabaca %90’ı bozuluncaya kadar, hastada bir belirti görülmez. Ancak daha da fazla bozulma halinde o organın fonksiyonuna ait belirtiler görülmeye başlanır. Zaten de o zaman organ nakli dışında bir tedavi seçeneği yoktur. Böbrek yetmezliği olan hastaların her ne kadar diyaliz gibi hayat kurtarıcı bir yöntemleri varsa da, diyaliz hiçbir zaman gerçek bir böbreğin yerini tutamaz. Böbrek nakli 24 saat devam eden bir diyaliz yani vücutta oluşan atık maddelerin süzülmesi olayıdır. Ayrıca, böbreklerin atık maddeleri süzme dışında da kan yapıcı hormon salgılama gibi birçok fonksiyonları vardır. Bu nedenle organ nakli hastalıklı bir kişinin yeniden sağlıklı, sosyal, üretken bir kişi halene dönüşmesine olanak sağlar.

Böbrek nakli nedir?

Böbrek nakli, son dönem böbrek yetmezliği olan hastaların tedavisinde altın standart olup, bilinen en iyi tedavi şeklidir. Böbrek nakli hayat kalitesini düzeltmek için en etkili tedavi seçeneğidir. Belirli bir süre, belki de yıllarca makineye bağlı olarak yaşam mücadelesi veren, ancak kısıtlı sıvı ve katı tüketmelerine izin verilen, seyahat özgürlükleri ellerinden alınmış ve bu bağlamda iş, aile ve sosyal hayatları kısıtlanmış bu kişiler uygun böbrek bulma ve nakil sürecine girerler.

Böbrek nakli büyük bir ameliyattır. Bu ameliyatın büyüklüğü ameliyatın zorluğundan değil, hastanın kendi hastalığından dolayıdır. Diyalize giren hastaların ameliyat riski normal bir insana göre daha fazladır. Ancak diyalize girmek veya diyalizde devam etmek daha da risklidir. Canlı vericiden yapılan nakiller programlı ameliyatlar olduğundan ameliyata girecek hasta çok iyi hazırlanmaktadır. Bu nedenle ameliyat riski oldukça düşüktür. Ekibimizin gerçekleştirdiği nakil ameliyatlarından hiçbirinde hasta kaybı yaşanmamıştır. 26 yılda gerçekleştirilen yaklaşık 2000 nakil işleminde 1 yıllık başarı oranı %99,9’ dur.

Canlı vericiler bizim için çok önemlidir. Onlar sevdiklerinin hayatlarını kurtarmak için ameliyat masasına yatmaktadırlar. Bu nedenle bu fedakârlıkları karşılığında onlara ne ameliyat sırasında ne de hayatları boyunca bu ameliyat sebebiyle hiçbir zarara uğramamaları gerekir. Donör olacak kişiler, Böbrek Nakli Merkezimizde oldukça detaylı taramalardan geçirildikten sonra nakil işlemine karar verilmektedir. Bu incelemelerde çok erken safhada mevcut başka hastalıkları saptayarak verici adaylarının geç kalmadan iyileşmelerini sağladık. Bunun birçok örneği vardır. Çok erken safhada kalın bağırsak, prostat kanserleri, böbrek veya mide kanserleri gibi ülkemizde bu aşamada yakalanamayan hastalar sadece donör olarak incelendikleri için belki de hayatlarını kurtarma fırsatı yakaladılar. Bu sadece kanserle sınırlı değil, şeker, tansiyon verem gibi hastalıkları da bu detaylı inceleme sayesinde daha vücuda zarar vermeden yakaladık.

En ufak kuşkulu durumda o kişiler verici olarak kabul edilmemektedir. Ancak çok sağlıklıysalar ve böbrek verdikten sonra da sağlıklı kalacaklarsa verici olarak kabul edilmektedir. İsveç’te yapılan bir incelemede böbrek vericilerin daha uzun yaşadıkları saptanmış. Tabii ki, böbrek verdiklerinden değil, zaten çok sağlıklı olup böbrek vermeleri onların hayatlarını etkilemediğinden olmuştur.

Ameliyat sonrası alıcı ve verici sağlıklı bir insan ne yapması gerekiyorsa onu yapmalıdırlar. Bu süreçte bol spor, bol sıvı tüketimi, kilo almama, tuzsuz yeme ve sigara gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durmak hayati önem arz etmektedir. Alıcı bunun dışında ilaçlarını düzenli kullanmalı ve kontrollerine düzenli gitmelidir.

Son dönem böbrek yetmezliğinin tedavi yöntemleri nelerdir?

Son dönem böbrek yetmezliği dendiğinde artık böbreklerin işlevinin %90’ından fazlasını kaybettiğini anlıyoruz. Bu durumda böbreğinin görevini üstlenecek bazı tedavi yöntemleri gerekiyor. Elbette böbrek yetmezliği olan hastalar bu açıdan diğer hastalara kıyasla daha şanslılar, bir nevi kötünün iyisi. Çünkü kalp, karaciğer gibi diğer organ yetmezliği bulunan hastaların diyaliz gibi bir şansları olmamaktadır. Bu hastalar organ bulamadıkları takdirde kısa süre içinde hayatlarını kaybetmektedirler. Hâlbuki böbrek yetmezliği olan hastalar diyaliz yöntemlerinden biri ile yaşamlarını şöyle veya böyle idare etmektedirler. Bu diyaliz yöntemleri ya bir makineye bağlı olarak genellikle haftada 3 gün dörder saatten yapılan hemodiyaliz ya da karın içine bir boru ile sıvı verilip alınarak yapılan periton diyalizi ile uygulanmaktadır. Ya da, bu hastalar, tüm dünyada da bu diyaliz yöntemlerine göre her açıdan daha üstün olduğu kabul edilen böbrek nakli ile tedavi edileceklerdir.

Böbrek naklinin üstünlükleri nelerdir?

Böbrek nakli sonrası bu sağlıklı insanlar gibi normal yaşamlarına döndükleri gibi, yaşam süreleri de sağlıklı insanlara benzer uzunlukta olmaktadır. Böbrek nakli diyaliz yöntemlerine göre daha kaliteli bir ömür sunmaktadır. Ayrıca, gıda tüketimindeki ve seyahat sınırlamaları da ortadan kalkmaktadır. Bu insanlar artık çalışabilir ve tüketici olmaktan çıkıp üretici pozisyonuna geçebilirler. Aile kurabilirler. İster kadın, ister erkek olsun diyalize girerken çocuk sahibi olma yeteneği azalmışken, nakil sonrası bu yeteneklerini yeniden kazanabilirler.

Böbrek ve organ naklinde esas olan beyin ölümü ile ölen insanlardan bağışlanan organlar ile nakil yapılmasıdır. Ülkemizde ve dünyada bu yolla yapılan nakiller sınırlı olduğundan canlı vericili nakil yöntemi ön plana geçmiştir. Ancak, böbrek nakli yapılabilmesi için kan grubu uyumu şarttır. Ülkemizde kan grubu uyumsuz nakil yasal olmadığından bu durumlarda ülkemizde ilk defa Böbrek Nakli ekibimiz tarafından uygulanan çapraz nakil yöntemi buna çare olmaktadır.

Çapraz böbrek nakli nedir?

Canlı akraba vericisi olan 2 aile kan grubu uyumsuzluğu ya da “cross-match” denen uyum testinin bozukluğu nedeniyle böbrek nakli olamamaktadır. Bu iki aileyi tanıştırarak aşağıda şekilde gösterildiği gibi her iki vericinin ameliyatını aynı anda başlamak üzere değiştiriyoruz. Yani A vericisinin böbreğini B alıcısına, B vericisinin böbreğini de A alıcısına takıyoruz. Bu yolla her iki hastayı da sağlığına kavuşturmuş oluyoruz.

Çapraz nakil ilk defa Kore de yapıldı. Dünya’da daha sonra popüler olmaya başlandı. Şu anda İskandinav ülkelerinde, Belçika, Kanada ve ABD’de uygulanıyor. Bu yöntem Türkiye’de ilk defa Organ Nakli ekibimiz tarafındaki isimler tarafından uygulanmaya başladı. İlk önce uygun aileler saptanıp, bu aileler tanıştırılıyor. Elbette aralarında pozitif bir iletişim olması gerekir. Eğer bu çiftler arasında pozitif iletişim sağlanmışsa yapılacak işlemler kendilerine detaylı bir şekilde anlatılıyor ve tıbbi işlemler başlatılıyor. Tıbbi işlemlerin sonunda böbrek nakli açısından bir sakınca görülmez ise her iki verici ameliyatı aynı anda başlanarak böbrekler çıkartılıp akrabalar çaprazlaştırılarak ameliyat gerçekleştiriliyor. İkili çapraz nakil işlemi ile beraber üçlü ve dörtlü çapraz nakil işlemi ilk defa Okan Üniversitesi Hastanesi böbrek Nakli ekibi tarafından gerçekleştirilmiştir.

Böbrek nakli olacak kişilere öneriler!

Böbrek nakli ameliyatları diyalize giren her hastanın hayallerini süslemektedir. Belirli bir süre, belki de yıllarca makineye bağlı olarak yaşam mücadelesi veren; ancak kısıtlı sıvı ve katı tüketmesine izin verilen, seyahat özgürlüğü elinden alınmış, iş, aile ve sosyal hayatı kısıtlanmış olan ve merkezimize başvuran bu hastalara yardımcı olabilmek amacıyla zorunlu olarak canlı verici ağırlıklı bir program yürütmek bizlere büyük bir sorumluluk yüklemektedir. Her ne kadar alıcı için canlıdan böbrek almak daha iyi olsa da, en azından biz organ nakli cerrahları için bir yerine iki ameliyat yapmak, hiçbir hastalığı olmadan sadece sevdiği bir insana hayat vermek için büyük bir fedakarlıkta bulunan insanı ameliyat masasına yatırmak büyük bir sorumluluk gerektiriyor.

İster canlı vericili olsun, isterse kadavra vericili, böbrek naklinin sonucunun mükemmel olması için gereken her şey yapılmalıdır. Bu nedenle nakil işlemine karışan herkes tam donanımlı olmalıdır. Kadro olarak güçlü, bilgili ve deneyimli bir cerrahi ekip, böbrek nakli konusunda cerrahi ekip ile uyumlu bir nefroloji grubu gereklidir. Bu kadar kaliteli ekiplerin olduğu ülkemizde; hastaların dikkat etmesi gereken en önemli şartlardan bir tanesi sayıca güçlü olduğu kadar, deneyimli ve uyumlu bir böbrek nakli ekibi olmasıdır. Bu ekip 24 saat boyunca hastalar ile ilgilenecek şekilde organize olmalıdır. Organ nakli tek başına yapılacak bir ameliyat değildir zira. Ayrıca organ nakli sadece cerrahi ekibin de yaptığı bir tedavi şekli değildir. Hastanenin diğer branşlardaki tüm hekimlerinin de katkısının olduğu bir tedavi yöntemidir. Kardiyolojideni girişimsel radyolojiye; enfeksiyon hastalıklarından ürolojiye kadar hastanenin donanımı mutlaka sorgulanmalıdır.

Kadavradan böbrek nakli nasıl yapılır?

Her ne kadar organ nakli deyince akla beyin ölümü sonrası bağışlanan organ nakli olsa da ülkemizde maalesef bu türden organ nakli sayısı çok yetersiz. Batı ülkelerinde beyin ölümü sonrası bağış genelde milyon nüfus başına 25 – 30 arasında iken, maalesef bizim ülkemizde Sağlık Bakanlığının son yıllardaki olumlu çabalarıyla milyon nüfus başına 4’e ulaştı.  Bunun sonucu olarak, Batı ülkelerinde yapılan böbrek nakillerinin %70’i beyin ölümü sonrası bağışlanan organlardan yapılmaktayken, ülkemizde bu oran maalesef yıllara göre değişmekle birlikte %20-30 arasında kaldı.

Aile bağlarının kuvvetli olduğu ülkemizde, sevdikleri insanların yaşam şartlarını gören yakınları, yakınları için gönülden organ bağışına başvurmaktadırlar. Her ne kadar tek böbrekle kalmanın verici için hiçbir sakıncası olmamaktaysa da, bu işlem gerek psikolojik gerekse de fizyolojik olarak büyük bir fedakarlık gerektirmektedir. Verici ameliyatı da, vericiye hiçbir zararımız olmaması ilkesine bağlı olarak, biz cerrahlar için de oldukça stresli bir ameliyattır. Halbuki beyin ölümü gelişen insanlarda, onlara çok saygılı davranmamıza, çok özenli ameliyat yapmamıza karşın bir zarar vermemiz söz konusu değildir. Zaten toprak altında çürüyecek organları çıkartmak ve onlarla en az 5 kişiye yeniden hayat vermek canlı vericili ameliyatlardan çok daha az streslidir.

Ülkemizde yılda 3 binin üzerinde böbrek nakli ameliyatı yapılmaktadır. Canlıdan böbrek nakli için gerekli her türlü yenilik ve modifikasyon uygulanmaktadır. Laparoskopik (kapalı) yöntemle böbrek çıkartmak, çapraz böbrek nakilleri bunlardan bazılarıdır. Merkezimizde yine ilk olarak ekibimiz tarafından başlatılan laparoskopik (kapalı) yöntemle böbreğin çıkarılması işlemi uygulanmaktadır. Bu sayede vericilerin iyileşme süreleri kısalmaktadır.

Hastanemizin; yoğun bakım servisi deneyimli ekiplerden oluşturulmuş olup, beyin ölümüne ve organ bağışına çok duyarlı kişiler ile birlikte çalışılmaktadır. Yoğun bakım servisimizde beyin ölümü tanısı almış kişilerin aileleriyle konuşan organ nakli koordinatörümüzün organ bağışı için olur alma oranı da oldukça yüksektir. Bu avantajlardan kadavra listemizde bekleyen hastalarımızda yarar görmektedir. 1 yıl içinde 3 hastamız bu avantajdan yararlanarak sağlıklarına kavuşmuşlardır. Kadavra bekleme havuzumuz çok kalabalık olmadığından bizim listemizde kayıtlı olan vatandaşlarımız göreceli olarak daha fazla oranda kadavradan nakil olma şansına sahiptirler.

Benzer Yazılar

7 Soru İle Organ Nakli Hakkında Bilmediklerinizi Öğrenin
7 Soru İle Organ Nakli Hakkında Bilmediklerinizi Öğrenin

Hayır, asla satılamaz. Beyin ölümü gerçekleşen kişinin organlarının bağışlanması durumunda

Devamı

Beyin Ölümünün Geri Dönüşü Var Mıdır?
Beyin Ölümünün Geri Dönüşü Var Mıdır?

Beyin hasarı almış hasta, hastanenin yoğun bakım merkezine yatırılır.

Devamı

Böbrek Naklinde Hibrit Yöntemi
Böbrek Naklinde Hibrit Yöntemi

Dönemimizin en sinsi rahatsızlıklarından biri olan ve herhangi bir belirti seyretmeden ortaya çıkan böbrek yetmezliği hızlı bir şekilde yaygınlık göstermektedir.

Devamı

Belirtilerin Ortaya Çıkmasını Beklerseniz Böbreğinizi Kaybedebilirsiniz!
Belirtilerin Ortaya Çıkmasını Beklerseniz Böbreğinizi Kaybedebilirsiniz!

Kronik böbrek hastalığı; önemli bir toplum sağlığı sorunudur.

Devamı

 Her 7 Kişiden Birinde Kronik Böbrek Hastalığı Var! (Dünya Böbrek Günü)
Her 7 Kişiden Birinde Kronik Böbrek Hastalığı Var! (Dünya Böbrek Günü)

Her 7 Kişiden Birinde Kronik Böbrek Hastalığı Var! (Dünya Böbrek Günü)

Devamı

Böbrek Sağlığınız İçin Günlük Alışkanlıklarınıza Dikkat!
Böbrek Sağlığınız İçin Günlük Alışkanlıklarınıza Dikkat!

Vücudumuzda iki adet böbreğimiz vardır. Her biri yaklaşık 11 cm büyüklüğünde ve yaklaşık 125 gram ağırlığındadır.

Devamı

Böbrek Naklinin Aşamaları
Böbrek Naklinin Aşamaları

Canlıdan böbrek nakli güvenli ve başarılı bir tedavi yöntemidir.

Devamı

Nefrotik Sendrom Böbrek Yetmezliğine Yol Açabilir!
Nefrotik Sendrom Böbrek Yetmezliğine Yol Açabilir!

Nefrotik sendrom önemli bir hastalık grubunu temsil eder. Küçük yaşlarda olan çocukları etkisi altına almaktadır. Böbreklere zarar veren bu hastalık, nefronların deforme olması ile kendini göstermektedir.

Devamı

Baş Ağrısı ile Gittiği Hastanede Böbrek Yetmezliği Olduğunu Öğrendi!
Baş Ağrısı ile Gittiği Hastanede Böbrek Yetmezliği Olduğunu Öğrendi!

Gökhan Gülen (35) evli ve 2 çocuk babasıdır. İstanbul’da yaşayan Gülen’e, kronik böbrek yetmezliğinden dolayı hayat kurtaran bağış abisi Hakan Gülen’den (43) geldi.

Devamı

Tuz Kullanımının Böbreklere Olumsuz Etkisi
Tuz Kullanımının Böbreklere Olumsuz Etkisi

Yapılan araştırmalar ile erişkinlerin yaklaşık olarak %33’ünde hipertansiyon rahatsızlığının olduğu kanıtlanmıştır.

Devamı

Bölüm Doktorlarımız