Mucizevi Bitki: Adaçayı
Adaçayı çayı olarak bilinen “Salvia Officinalis”; nane ile aynı aileden olan yapraklı, aromatik bir bitkidir. Baharat olarak yaygın olarak kullanılan adaçayı, tamamlayıcı ve geleneksel tıpta uzun bir kullanım geçmişine sahiptir. Özellikle çayı, sağlık yararları ile doludur.
Sağlık için faydaları nelerdir?
Adaçayı, rosmarinik asit başta olmak üzere içerdiği “camfor” ve “carnosol” gibi bileşenler sayesinde, antioksidan ve antiinflamatuvar etkilere sahiptir. Bu sayede kronik inflamasyonun yani yangının, neden olduğu hastalıklara karşı bizi korur. Ayrıca adaçayının içerdiği “rosmarinik asit”in, kan şekeri kontrolü açısından olumlu etkileri olduğu bulunmuştur. Bu sayede tip 2 diyabetin tedavisinde, destek olarak kullanılabileceği düşünülmektedir. İçerdiği K vitamini sayesinde adaçayının kemik sağlığı, kan dolaşımı ve kan pıhtılaşması üzerinde olumlu etkileri vardır.
Kozmetik sektöründe tercih ediliyor
Adaçayı, doğal cilt bakımı ilacı olarak topikal uygulanan kozmetiklerde yaygın kullanılan bir bitkidir. Çayını içmenin de, cilt sağlığı üzerine benzer etkileri olacağını söylemek mümkündür. Yapılan çalışmalarda adaçayında yer alan bileşenlerin; sağlıklı cilt hücresi büyümesini desteklediği, kırışıklık oluşumunu azalttığı ve yaşlanmayı geciktirdiği bulunmuştur. Bazı çalışmalarda, adaçayı özünün yara iyileşmesi üzerinde olumlu etkileri olmasının yanı sıra ciltteki zararlı bakteri ve mantarları öldürdüğü gösterilmiştir.
İltihabı azaltıyor
Adaçayı; diş hekimliğinde ağrı, iltihaplanma, kötü nefes kokusu, antibakteriyel ve yara iyileştirici özellikleriyle kullanılan en popüler bitkilerden biridir. Çayının gargara yapılarak, ağız yaraları ve boğaz ağrıları için kullanılması önerilir. Bu oral faydalar ise adaçayının içerdiği rosmarinik aside atfedilir. Adaçayının, alzheimer hastalığının gelişimini yavaşlatabileceği, ayrıca ruh halini ve hafızayı geliştirdiği düşünülmekle birlikte bu alandaki çalışmalar devam etmektedir. Adaçayının “trigliserit” ve kolesterol seviyenizi düzelterek, kalp hastalığı riskinizi azaltabileceği düşünülmektedir.
Nasıl kullanılır?
1 yemek kaşığı taze (15 gr) veya 1 çay kaşığı kuru (4 gr) adaçayının üzerine 200 ml kaynar su eklenir, 5 dakika demlenir. Süzüldükten sonra bal ve limon ile tatlandırılarak sıcak veya soğuk içilebilir.
Adaçayı tüketiminde bunlara dikkat!
Adaçayı, kendine has aromasını veren ancak yüksek dozlarda tüketildiğinde “toksik” olan “thujone “adı verilen bir bileşik içerir. Uzun süre boyunca aşırı miktarda adaçayı çayı içmek veya bu bitkiyi başka şekillerde tüketmek; kalp problemlerine, kusmaya ve böbrek hasarına neden olabilir. Günde 3-7 gramdan fazla thujone tüketilmemelidir. Bununla birlikte, adaçayı çayı 4 bardak (1 litre) başına sadece 4-11 mg thujone içerir, bu nedenle günde birkaç bardak adaçayı, güvenli bir şekilde zehirlenme riski olmadan içilebilir. Adaçayı esansiyel yağının; sadece 12 damlası bile toksik olduğundan, direkt olarak tüketmekten veya çayınıza damlatmaktan kaçınmalısınız. Adaçayı çayı genel olarak normal miktarlarda tüketildiğinde çok güvenlidir, ancak herhangi bir endişeniz var veya tükettikten sonra yan etki hissediyorsanız, fitoterapi hekiminize danışmak doğru olacaktır.
Benzer Yazılar
Kurban kesimini takiben, eti en azından 1 gün buzdolabında dinlendirdikten sonra tüketin.
Hamilelik döneminde, vücudun ihtiyacının arttığı minerallerden birisi de kuşkusuz ki magnezyumdur!
Hastalıkları hafif atlatmanın en önemli yolu, doğal savaşçımız olan bağışıklık sistemimizi güçlendirmek!
Ginseng bitkisi; geleneksel Çin tıbbında yüzyıllar boyunca şifa kaynağı olarak kullanılmıştır.
Son zamanlarda göbek bölgesinde meydana gelen yağlanma, önemli bir sorun olmaya başlamıştır. Lokal; yani bölgesel olarak tabir ettiğimiz bu yağlanma şikayeti, zayıf kadınların bile problemidir. Bu duruma neden olan faktörler arasında yüksek içerikli şekerli yiyecekler, hareketsizlik ve insülin dengesizliği yer almaktadır.
Günde 3 ana ve 3 ara öğün olmak üzere, öğün periyodu atlanmamalı.
Okul dönemi başladı! Peki, okul çağındaki çocukların beslenme alışkanlıkları nasıl olmalı? Okulların açılmasıyla birlikte farklı bir düzene dönüşebilen beslenme dönemi ile ilgili İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. İrem Aksoy, anlattı.
Hipokrat’ın dediği gibi “Besinler ilacınız, ilacınız besinler olsun”
Uzun süre aç kalan mideyi sıcak veya ılık içimi ile rahatlatan tek besin çorbadır. Çorbanın yavaşça içilmesi; uzun süreli açlıkta oluşan, yemeği bir anda yeme isteğini de engeller.