Laparoskopik Cerrahi Konfor Değil İhtiyaç!
Laparoskopik Cerrahi İle Ameliyat İzi Tarih Oluyor
Tıp alanındaki gelişmeler sayesinde klasik cerrahi uygulamaları yerini; daha küçük yara izi ve daha az ağrı ile sonuçlanan laparoskopik cerrahiye bıraktı. Laparoskopik cerrahi yöntemi sayesinde kadın hastalıkları daha acısız ameliyat edilebiliyor ve iyileşme dönemi daha kısa sürüyor.
Son yıllarda gelişen teknoloji ile birlikte sağlık alanında da önemli gelişmeler yaşanıyor. Artık cerrahiyi ilgilendiren birçok ameliyat Laparoskopik yöntemle daha güvenilir bir şekilde yapılabiliyor. Hatta eskiden zor olan ve az uygulanan bazı ameliyatlar Laparoskopi ile birlikte daha kolay ve sorunsuz yapılabiliyor. Okan Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Cihan Karadağ, kadınların rahimde miyom olması, yumurtalık kistleri, tedaviye rağmen düzelmeyen vajinal kanamalar, rahim, rahim ağzı ve yumurtalık kanserleri gibi birçok durumda ameliyat olmak zorunda kaldığını belirtiyor.
Korkulara Elveda!
Kadınların bu gibi durumlarda ameliyat korkusu ve ameliyat sonraki dönemdeki sıkıntılardan dolayı operasyonu geciktirdiğini hatta reddettiğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Cihan Karadağ, Klasik açık ameliyat yöntemlerinin uygulandığı operasyonlarda ameliyat sonrası ciddi ağrıların olduğu, normal yaşama dönme süresinin 1-2 ay kadar sürebildiği, yara yeri enfeksiyonu, organ yaralanması ve kanama gibi komplikasyonların daha sık görüldüğü biliniyor. Ancak günümüzde laparoskopik cerrahi ile bu sıkıntılar minimuma iniyor. Laparoskopik cerrahi jinekoloji hastaları için rahatlıkla uygulanabilir bir yöntemdir.
Ertesi Gün Taburcu!
Hastaların operasyondan bir gün sonra taburcu edildiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Cihan Karadağ, Laparoskopik cerrahiyi şöyle anlatıyor:“Laparoskopik cerrahide hasta öncelikle ameliyathaneye alınır, genel anestezi ile uyutulur, göbek deliği ve her iki karın alt yan bölgelere yaklaşık yarım santimetrelik insizyonlar (kesiler) açılır. Karın içi bir miktar gaz ile şişirilir, göbek deliğine açılan kesiden mikrokamera ile girilir ve diğer kesiler aracılığıyla cerrahi bazı aletler girilerek ameliyat gerçekleştirilir. Laparoskopik cerrahi sonrası hastalar uyandıktan ve anestezinin etkisi geçtikten sonra kısa sürede ayağa kalkabilmekte ve ertesi gün hastaneden taburcu edilebilmektedirler. Hastalar ameliyat sonrası erken dönemde normal hayatlarına dönebilmektedirler.”
Ameliyat İzi Kalmıyor
Klasik ameliyatlar sonrası hastaların cildinde 10-15 cm’lik yatay ya da dikey izler kalabildiğini ifade eden Karadağ, Laparoskopik ameliyatlar sonrasında bu izlerin olmadığına dikkat çekiyor. Laparoskopik cerrahi sonrası hiçbir iz kalmadığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Cihan Karadağ, sözlerini şöyle tamamlıyor. Ayrıca Laparoskopik yöntem, komplikasyon ihtimallerini de minimale indiriyor. Laparoskopik cerrahi için hastanenin yeterli donanım, eğitimli personel ve çok iyi bir teknolojik altyapıya sahip olması gerekiyor. Okan Üniversitesi Hastanesi’nde ileri düzey cerrahi cihazlarımız, bu konuda eğitimli ve yetkin personelimizle kadın hastalıkları alanında Laparoskopik cerrahiyi başarıyla uygulayabiliyoruz. Hastalar ameliyat sonrası ertesi gün taburcu olabiliyor ve normal hayatlarına devam edebiliyor. Artık kadın hastalıkları pratiğinde Laparoskopik cerrahi bir konfor değil bir ihtiyaç ve zorunluluk haline gelmiştir.
Benzer Yazılar
Vajinismus, vajen bölgesindeki kasların istemsiz kasılması sonucu meydana gelerek, bir cinsel fonksiyon bozukluğu oluşturur. Bu durumda, kadın isteğiyle cinsel ilişkiye girmek ister; fakat kendi iradesi dışında kasılır ve penisin vajinadan içeri girmesini önler.
Polikistik Over Sendorumu, üreme çağında olan yaklaşık her dört kadından birini etkileyen ve çok sık görülen kadın endokrin bozukluklarından biridir.
Okan Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Cihan Karadağ gebeleri gripten kurtaracak ipuçlarını anlatıyor.
Kız çocuklarında labial füzyon % 1.8 ile % 3 oranında görülmektedir. Kız çocukların cinsel organlarındaki küçük dudaklar olarak adlandırılan ve iki yanda yer alan yapıların birbirlerine yapışarak giriş kısmının, hatta bazen idrar çıkış deliğinin de önünün beyaz ve mavimsi, ince bir doku ile kapanması durumudur.
Kanama miktarı dikkatle takip edilmeli, doktorun normal olacağını söylediği miktardan fazla kanama tespit edilirse hemen bir uzmana başvurulmalı.
Normalde bebek gelişimi için hazırlanan rahim duvarının döllenmenin olmaması halinde adet görme dediğimiz kanama meydana gelir. Rahim, bir kas dokusudur. Bu kas dokusu iç tarafı çevreleyen yumuşak duvarı atmaya yardımcı olmak için kasılır. Prostaglandin olarak bilinen hormon, rahmin bu kasılmasını tetikler.
Genital bölgedeki kuruluk ve temizlik enfeksiyonu önlemek yolunda yardımcı olacaktır.
Cerrahi müdahale olmadan bebeğin dünyaya gelmesidir. Bebeğin yaklaşık dünyaya gelmesi 14 saat sürmektedir.
Kegel egzersizleri bilinen diğer adıyla pelvik taban egzersizleri, kadınlarda vajina etrafındaki kasların güçlendirilmesi için yapılan egzersizlerdir. Kegel egzersizleri düzenli yapıldığı takdirde; bu kaslar kuvvetlenerek idrar kaçırma, rahim sarkması gibi birçok sorunun önüne geçer.
Hamilelikte çok sık görülen komplikasyonlardır. Kadınlar, hamile olduğunun farkında
