Kalp Hastalıkları ve Erektil Disfonksiyon Arasında Nasıl Bir İlişki Vardır?
Erektil disfonksiyon nedir?
Erektil disfonksiyon, yaşam kalitesini etkileyen ciddi bir sağlık sorunudur. Cinsel aktivite için gerekli
ereksiyonun yeteri kadar sağlanamaması ya da sürdürülememesi olarak tanımlanan erektil
disfonksiyon, kalp rahatsızlığı bulunan ya da bu hastalığın risklerini taşıyan hastalarda daha sık
görülmektedir. Eğer; erektil disfonksiyon için tedavi düşünülüyorsa; öncelikli olarak kardiyovasküler
risk değerlendirmesi yapılması ve kişinin tedavi için uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
Erektil disfonksiyonun nedenleri nelerdir ve kimlerde görülür?
Erektil disfonksiyonun nedenleri; psikolojik, nörolojik, endokrinolojik, vasküler ve travmatik olabilir.
Son yıllarda; erektil disfonksiyonun fizyolojisinin daha iyi anlaşılması için yapılan araştırmalar ve
geliştirilen tedavilere rağmen, özellikle yaşlı bireyler bu rahatsızlıktan etkilenmeye halen devam
etmektedir. Bu kanıyı destekleyici olarak; Türk Androloji Derneği’nin 2500 kişiyi dahil ederek yapmış
olduğu bir araştırmada, 40 ila 70 yaş arasındaki erektil disfonksiyon prevalansı %69,2 olarak tespit
edilmiştir. Yani, bu rahatsızlığın görülme oranı; yaş ve kronik hastalıklar ile birlikte daha da
artmaktadır.
Erektil disfonksiyon ile kalp rahatsızlıkları arasında nasıl bir ilişki vardır?
Erektil disfonksiyonun, yaşlı erkek bireylerde daha sık görüldüğünden söz ettik. Bu durumun yanı sıra;
kalp ve damar rahatsızlıkları da yaşa bağlı olarak artış göstermekte ve sigara kullanımı gibi kalp ve
damar hastalıklarına neden olan risk faktörlerinin, aynı zamanda erektil disfonksiyona da neden
olduğu bilinmektedir. Bu durumda; hipertansiyon ve kalp rahatsızlığı sebebiyle tedavi alan hastalarda,
eğer; sigara içimi de mevcut ise erektil disfonksiyon görülme durumu; % 8.5’dan, % 20’lere kadar
çıkmaktadır. Kalp rahatsızlıkları nedeniyle ilaç kullanan kişilerde ise erektil disfonksiyonun 3 kat arttığı
tespit edilmiştir.
Erektil disfonksiyona yol açabilen ilaçlar nelerdir?
Bazı kardiyovasküler ilaçlar:
1. Tiyazid diüretikler
2. Beta blokerler
3. Kalsiyum antagonistleri
4. Santral etkili ajanlar
5. Digoksin
6. Hipolipidemik ilaçlar
7. ACE inhibitörleri
Bazı psikotropik ilaçlar:
1. Major trankilizanlar
2. Anksiyolitikler
3. Trisiklik antidepresanlar
4. MAO inhibitörleri
5. Lityum
6. Opioid agonistler
7. Barbitüratlar
Bazı hormonlar:
1. Antiandrojenler
2. Östrojenler
3. LHRH analogları
4. Testosteron
5. Progestinler
Bazı zevk verici ve uyuşturucu ilaçlar:
1. Alkol
2. Marihuana
3. Amfetaminler
4. Kokain
5. Eroin
6. Anabolik steroidler
Bazı diğer ilaçlar:
1. Diğer ilaçlar
2. Simetidin
3. Ranitidin
4. Metoklopromid
5. Karbamazepine
6. Antikolinerjikler
7. Fenitoin
Benzer Yazılar
Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet hastalığı, kandaki şeker seviyesinin normalin üzerine çıkmasına denilmektedir.
Karaciğer rahatsızlıklarının pek çoğunun kaynağı yağlanmadır.
Son zamanlarda göbek bölgesinde meydana gelen yağlanma, önemli bir sorun olmaya başlamıştır. Lokal; yani bölgesel olarak tabir ettiğimiz bu yağlanma şikayeti, zayıf kadınların bile problemidir. Bu duruma neden olan faktörler arasında yüksek içerikli şekerli yiyecekler, hareketsizlik ve insülin dengesizliği yer almaktadır.
Tansiyon hastalarını bekleyen sıcak havalarda tansiyon hastaların beyin kanaması geçirme riski yüksek. Uzmanlar, yaz mevsiminde beyin sağlığı için özellikle tansiyon hastalarının sıcaklara dikkat etmesini tavsiye ediyor.
Safra, karaciğerimizin altında bulunan ve armuta benzeyen bir sindirim organıdır. Safra kesesinin rolü, karaciğerin ürettiği safra sıvısını depolamaktır.
Diyabet bulaşıcı bir hastalık değildir ancak son yıllarda, Dünyada bir salgın hastalık kadar yaygın görülmektedir.
Ramazan ayında diyabet hastalarında, uzun süreli açlık sonucu şeker yükselmesi, şeker düşmesi, şeker koması, tansiyon yükselmesi, kalp krizi ve felç riskinde artma gibi çeşitli istenmeyen durumlar ortaya çıkmaktadır.
Aplastik anemi, kemik iliğinde bulunan hematopoetik kök hücrelerin vücudun ihtiyacı olan kan hücrelerini üretememesine bağlı olarak gelişen ve hücrelere oksijen taşınmaması sonucunda vücudun sağlıklı çalışmasına engel olan bir hastalıktır.