Her Mutsuzluk Depresyon Değildir
Depresyon sürekli üzüntü, umutsuzluk ve ilgi kaybı gibi duyguların olduğu bir ruhsal sağlık durumu olarak tanımlanmaktadır. Peki her mutsuzluğun kaynağı depresyon mudur? İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri bölümünden Doç. Dr. Işıl Göğcegöz depresyonun kaynağını ve sizler için detaylandırdı.
Her mutsuzluk depresyon değildir ve günlük emosyonel dalgalanmalar depresyon olarak tanımlanmamalıdır. Depresif bozukluk tanısını koymak için psikiyatrik değerlendirme, test ve ölçekler uygulanmaktır, doğru ve uygun tedavi uygulandığında ise tam düzelme görülmektedir.
‘’Tedavi Edilmezse Ciddi Bir Beyin Hastalığıdır’’
Depresyon, kişiye zevk veren etkinliklerden artık eskisi gibi zevk alamama ve bunlara karşı ilginin kaybolması hatta olağan etkinlikleri gerçekleştirememe, çökkünlük, karamsarlık ile giden, psikomotor yavaşlama, düşünce içeriğinde azalma, belirgin bilişsel yavaşlama ve işlevsellikte bozulmaya neden olan, tedavi edilmezse ciddi nörobilişsel kayıplar ile giden yıkıcı bir beyin hastalığıdır. Ayrıca dikkat ve konsantrasyon bozuklukları, düşünce süreçleri ve konuşmada yavaşlama, karamsarlık ve suçluluk duyguları, uyku ve iştah sorunları ve hatta intihar düşünceleri ile giden, dünya genelinde milyonlarca insanın etkilendiği yaygın bir rahatsızlıktır. Yaşam boyu hastalanma riski erkekler için %8-12, kadınlar için %20-26 olarak bildirilmektedir.
Yaşam Kalitesini Oldukça Düşürüyor!
Her yaşta görülebilmekle beraber 25-44 yaşları arasında daha sık görülür. Depresyon; yaşam kalitesinde düşme, intihar riskinde artma ve üretkenlikte azalma ile ilişkilidir. Bu hastalarda; belirtiler düzelse bile sosyal işlevsellikteki bozulmanın devam ettiği ve bunun da düşük iş performansı, işsizlik ile ilişkili olduğu bildirilmiştir.
Son zamanlarda yapılan çalışmalara göre bu hastalarda kognitif bozulmanın (disfonksiyon) iyleşme döneminde devam edebileceği ve iyi tedavi edilmemiş hastalarda nüks ve relapslarla ilişkili olabileceği söylenmektedir.
Ayrıca küresel hastalık yükü nedeniyle en sık maluliyet sebepleri arasındadır. Depresif bozukluk tanılı bir hastanın her yıl için ortalama 27,2 iş günü kaybı olduğu tahmin edilmektedir. Son yıllarda depresif bozukluğa bağlı ekonomik kayıpta artış olduğu ve depresyonu tedavi etmenin daha düşük maliyete yol açtığı saptanmıştır.
Benzer Yazılar
Sosyal medya kullanım amaçlarını kişilere sorduğumuzda genelde; yakın çevre, aile ve dostlar ile iletişim içerisinde kalmak ve görünür olmak gibi cevaplar alıyoruz.
Bal peteği, sünger ve delikli peynir gibi birtakım nesnelerde tekrar eden delikli yapılara karşı duyulan fobi, tripofobi olarak isimlendirilir. Bu durum kişilerde isteksizlik ve iğrenme hislerini açığa çıkarır.
Belli bir yerde kısılmış hissetme veya kaçamama gibi irrasyonel ve yoğun korkunun eşlik ettiği önemli bir anksiyete bozukluğu çeşididir.
Alışveriş bağımlılığı (onyomani); kişinin ihtiyacı olsun olmasın, bu durumun kendisini maddi anlamda zorlamasına rağmen satın alma dürtüsünü kontrol edememesidir.
12 Adımda Çocuklarınızı Yeni Dönemde Okula Hazırlayın!
Pandeminin günlük yaşantımıza getirdiği kargaşa bir yana, şu an yaşadığımız belirsizlik durumu günden güne endişelerimizi arttırıyor.
Dijital Oyun Bağımlılığı Çocuklarda Ciddi Bir Sorun Olarak Büyüyor
Obsesif kompulsif bozukluk; mantık dışı olduğu bilindiği halde, yeniden yeniden zihni meşgul eden ve kontrol altına alınmakta güçlük çekilen takıntıların neden olduğu, sıkıntının yok olması için bazı hareketleri birden fazla yapmak şeklinde seyreden bir psikiyatri bozukluktur.
Bu durumun geçici olduğunu kendinize hatırlatın
Panik atak; gerçek bir risk ya da aslında herhangi bir sebebi olmamasına rağmen, şiddetli fiziksel belirtilerle kendisini gösteren ve yoğun bir şekilde yaşanan korku atağıdır. Bu süreç oldukça korkutucudur.