Dilatı Frenilimu (Ankiloglossi, Dil Bağı)
Dilatı Frenilimu (Ankiloglossi, Dil Bağı)
Dilaltı bağı (Ankiloglossi), dilin gelişim bozukluklarından biridir ve bu duruma dilin hareket oranını önemli derecede kısıtlayan genioglossus kas ve/veya anormal kısa bir frenulum sebep olur. Ya komplet (tam) ya da parsiyel (kısmi) ankiloglossi şeklinde görülür. Tam ankiloglossi, ağız tabanı ve dil arasında birleşmenin bir sonucu olarak oluşur. Parsiyel ankiloglossi ise kısa dil bağından veya dil bağı bağlantı yerinin dilin ucuna yakın bağlanmasından ileri gelir ve daha sık görülür
Dilin kısıtlı hareketlerinden dolayı bu anomalili hastalar konuşma zorluğu çekebilirler. İki sesli bir kelimenin bir hece halinde kaynaşması ve belli sessiz harflerin telaffuzunda zorluk yaşayabilirler. Ankiloglossi'li olgularda, dilin hareketi kısıtlandığından yanlış yutkunmaya eğilim görüldüğünü, belirgin konuşma bozukluğu olmasa bile bazı seslerin yanlış seslendirilebileceği belirtmiştir. Ayrıca azı dişlerinin ısırma ile ilgili yüzeyleri (oklüzal) ve dişeti ile ilgili (periodontal) problemlere neden olabileceği de bildirilmiştir.
Özetle il ağız içinde yeterince hareketli değilse yemek artıklarını temizleme ve diş çürüklerini önlemede etkisi azalır ayrıca ağız kokusu ve diş çürüğüne yol açabilir. Ağız içi hijyeni bozulduğu için diş eti hastalıklarının görülmesi de kolaylaşır. Bu nedenle konuşma bozukluklarını, artan dental ve/veya periodontal problemleri önlemek ve düzeltmek için ankiloglossi'nin cerrahi olarak tedavi edilmesi gerekliği birçok araştırıcı tarafından önerilmektedir.
Tedavide özellikle 3 aya kadar olan ve dil bağı ince ve transparan olan bebeklerde lokal anesteziyle yapılan basit bir işlemdir. Çocuk büyüdükçe bu doku kalınlaşacağından genel anestezi ile yapılması daha uygun olur. Cerrahi olarak dil yukarı doğru kaldırıldıktan sonra görünür hale gelen fibrotik doku makasla ya da bipolar koter yardımıyla kesilir. Olguların çoğunda dikiş atılmasına gerek olmasa da bazı olgularda emilebilen dikişlerle kanama kontrolünün sağlanması gerekebilir. İşlem 10-15 dakika sürer ve işlem sonrası eğer anestezi uygulanmadıysa hemen uygulanmışsa 1 saat sonra beslenmeye başlanabilir.
Benzer Yazılar
Yenidoğan döneminde sünnet yapılması ile ilgili olarak farklı görüşler olmakla birlikte, hipospadias, epispadias, penis eğrilikleri ve rotasyonları gibi yapısal bozukluklar olmadıktan sonra doğumdan sonraki ilk 24 saat dahil olmak üzere ilk 3 aylık döneme kadar yenidoğan sünneti yapılabilir.
Hipospadias, çocuğun idrar yaptığı deliğin penisin ucunda değil de altında olmasıdır. Bu delik ile penis ucu arasındaki bölgede idrar kanalı tam olarak oluşmamıştır.
Cerrahi anlamda sünnet, glans penisi (penis başını) saran prepisyum ya da sünnet derisi denen içi mukoza kaplı deri parçasının kesilerek çıkarılması ve bu kesme sonucunda açıkta kalan deri ve mukozanın emilebilen dikişlerle tekrar dikilmesi demektir.
Çocukluk çağındaki penis eğrilikleri (kurvatürler) doğumsaldır. Anne karnında penis gelişimindeki anormallikten ortaya çıkar. Görülme sıklığı 1000 canlı doğumda 2’dir.
İnmemiş Testis Erken Tedavi Edilmezse Kansere ve Kısırlığa Neden Oluyor!
Testisler anne karnında gelişirken böbrek bölgesinde oluşur. Testisin damar ve sinirleri böbrek bölgesinden gelir. Yani uzun bir sap ile aşağıya iner. Bu yerleşme tam anlamıyla olmayabilir. Herhangi bir yerde takılı kalır.
Akut karın ağrısı acile sık başvuru nedenlerinden biridir. İki yaş ve üzerindeki çocuklarda üç günden kısa süreli karın ağrısı yakınmasıyla hastaneye başvuru akut karın ağrısı olarak değerlendirilmektedir.
Sünnette Modern Teknikler: Hızlı ve Güvenli Yöntemler
Bebeğin anne karnında gelişimi sırasında, erkek çocuklarda testis denilen yumurtalıklar ilk önce böbreklerin üst kutbunda oluşmaya ve gelişmeye başlar, sonra karın içinde göç ederek, kasık kanalından geçer ve skrotum adı verilen torbalara iner.
Dilaltı bağı (Ankiloglossi), dilin gelişim bozukluklarından biridir ve bu duruma dilin hareket oranını önemli derecede kısıtlayan genioglossus kas ve/veya anormal kısa bir frenulum sebep olur.