Cinsel İşlev Bozuklukları Nasıl Tedavi Edilir?
Cinsel istek bozukluğu kişinin yaşı ve yaşam koşulları dikkate alınarak, sürekli olarak ya da tekrarlayıcı
bir biçimde cinsel fantezi ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması ya da hiç olmaması
durumudur. Sağlıklı cinsel yaşantı; mutluluk, iyi uyku, beden ve ruh sağlığı getirmektedir. Cinsel
sorunlar kadın ya da erkek bir bireyin ya da çiftin sağlıklı ve doyurucu bir cinsel yaşam kurmalarını,
sürdürmelerini engelleyen tıbbi, psikolojik, sosyal ve kültürel tüm sorunları içerir. Cinsel sorunların
uygun yaklaşımlarla nedenleri saptanabilmekte ve bu rahatsızlıklar yüksek oranlarda tedavi
edilebilmektedir. Kadınlarda ve erkeklerde cinsel işlev bozukluklarının görülme sıklığı aynı oranlarda
olmamaktadır. Kadınların yüzde 30-60’ı hayatları boyunca en az bir cinsel problem yaşarken,
erkeklerde bu oran yaşam boyu yüzde 40 gibi ortaya çıkıyor. Cinsel işlev bozukluğu kadınlarda en sık
“cinsel isteksizlik”, erkeklerde ise, “erken boşalma“ olarak görülüyor. Cinsel işlev bozukluğunun
kişinin ilk cinsel deneyiminden itibaren mi, sonraki cinsel deneyimlerinde mi ortaya çıktığı, yalnızca
belli bir uyarana mı yoksa olaya ve partnere bağlı olarak mı değişip değişmediği ve şiddeti dikkate
alınmalıdır.
Cinsellikle alakalı sorunların büyük bir bölümünü cinsel eğitimin yetersizliği, yanlış inanışlar,
yetiştirilme tarzı, mahrem ya da ayıp olduğu düşüncesiyle yanlış bilginin sürdürülmesi, cinsel
deneyimin yetersizliği, sorunun kendiliğinden geçeceğine olan inanç oluşturmaktadır. Bu sebeplere ek
olarak tıbbi rahatsızlıklar; diyabet, tansiyon, tiroid, nörolojik, jinekolojik, ürolojik ve onkolojik
sorunlar, cinsel işlev bozuklukları ile beraber seyredebilmektedir. Antihipertansif, antidepresan,
antipsikotik, sedatif ve anksiyolitik özellikli ilaçlardan bazıları cinsel işlevi olumsuz yönde
etkileyebilmektedir.
Cinsel İşlev Bozuklukları Nasıl Tedavi Edilir?
Cinsel işlev bozukluğu altta yatan organik bir nedene, cerrahi bir girişime, kullanılan bir ilaca ve eşlik
eden ruhsal bir hastalığa bağlı olarak gelişmişse, tedavi öncelikle altta yatan etkene yönelik olarak
yapılır. Cinsel terapi, cinsel bozukluğun çözümlenmesine yardım etmesinin yanı sıra, çiftin ilişkisine ve
bireyin yaşamındaki tetikleyici başka sorunlara da dokunduğundan oldukça faydalı bir terapi
biçimidir. Cinsel terapinin süresi bireylerin terapiye olan inancına, dirençlerine, partneriyle olan
ilişkisinin niteliği vb. faktörlere göre değişmekle birlikte en az 12 seans gerektiren bir terapi biçimidir.
Tedavide, bilinç dışı çatışmaların ortaya çıkarılması, motivasyon, fantezi ve değişik bireyler arası
güçlükler üzerinde durulur.
Kişiye ve gereken durumlarda partnere uygun olan tedavinin sunulmasında en önemli adımlardan
biri, bu alanda uzman olan doktor ve psikolog ile işbirliği içinde olmanızdır.
Benzer Yazılar
İktidarsızlığın Kaynağı Hangi Testler ile Belirlenir?
Rahim ağzı kanseri daha çok gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde daha sık görülen kanser türüdür.
Kısaca AMH olarak bilinen Anti Müllerian Hormonu kadınlardaki yumurtalık rezervinin kalitesini gösteren bir hormondur.
Plasenta previa, bebeğin eşi olarak bilinen plasentanın rahim içinde doğum kanalını kapatacak şekilde yerleşmesi durumudur.
Vajinada kaşıntı problemi birçok kadında görülen yaygın bir jinekolojik şikâyettir.
Kadınlar ve erkeklerin ürogenital sistemlerinde, çeşitli mikroorganizmalardan kaynaklanan enfeksiyonlar görülebilir.
Rahim filmi bir diğer adıyla HSG (Histerosalpingografi), rahim boşluğunu görüntülemek için
Servisit, rahim ağzında görülen yara olup, sıklıkla karşılaşılan jinekolojik problemlerden bir tanesidir. Kadınların yarısı yaşamının bir döneminde bu hastalığı mutlaka yaşar. Kaç yaşında olursa olsun, cinsel hayatı aktif olan her kadın, servisite potansiyel adaydır.
Beta-HCG hormonu seviyesinden yararlanılarak kan ve idrar incelemesi ile yapılan testler, hamilelik hakkında kesin bilgi verse de bu gebeliğin sağlıklı bir şekilde ilerlediği anlamına gelmez.