Azalmış Cinsel İstek Bozukluğu Nedir?
Azalmış Cinsel İstek Bozukluğu Nedir?
Azalmış cinsel istek bozukluğu kişinin yaşı ve yaşam koşulları dikkate alınarak, sürekli olarak ya da
tekrarlayıcı bir biçimde cinsel fantezi ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması ya da hiç
olmaması seklinde tanımlanmaktadır.
Cinsel istek çeşitli biyolojik, gelişimsel, psikolojik, kişiler arası, kültürel ve çevresel faktörlerden
etkilenmektedir. Azalmış cinsel istek başka bir cinsel işlev bozukluğunu örtmek için kullanılabiliyor
olabilir. İstek eksikliği cinsel ilişki sıklığının azalması, partnerin çekici olarak görülmemesi, ya da açık
olarak isteksizlik yakınması şeklinde ifade edilebilir. Hastada cinsellikle ilgili düşüncelerin ya da
fantezilerin çok az olduğu ya da hiç olmadığı, cinsel içerikli uyaranlara karşı tepkinin az olduğu ve
cinsel deneyim başlatmada ilginin az olduğu görülür. Yapılan çalışmalar erkeklerdeki cinsel
isteksizliğin %15, kadınlardaki oranın ise %35’e vardığını göstermiştir.
Cinsel istekteki farklılaşma çiftlerin mutsuzluğa, engellenmeye ve hatta bunun hakkında
konuşmamaya kadar götüren en belirgin problemlerden biridir. Yorgunluk, depresyon, hastalık, stres,
anksiyete, ilişkideki uyumsuzluk, alkol ya da ilaç kullanımı kişinin cinsel isteğini ve enerji düzeyini
etkilemektedir. Ağızdan alınan doğum kontrol ilaçlarının değiştirilmesi kadınların adet dönemleri,
tedavileri, çocuk doğumu ya da yaklaşan menapoz dönemi, kadınların cinsel isteğini kaybetmeleri ile
bağlantılıdır. Cinselliğin baskılandığı, yasaklandığı toplum ve kültürlerde cinsellikle ilgili yanlış bilgilerin
edinilmesi, cinsel fobi, cinsellikle ilgili yanlış inanışların ve beklentilerin olması, küçüklükten itibaren
cinsel dürtülerinin bastırılması ve her türlü cinsel etkinliği kafasından silerek soyutlanmasıyla ilerleyen
sürecin sonucunda kadınların cinselliğe hatta kendi bedenine yabancılaşması kaçınılmazdır. Bir diğer
sorunda bunun bir rahatsızlık olarak görülmemesi ve çözüm arayışına girilmemesidir.
Sonuç olarak azalmış cinsel istek her yaştaki ve her sosyokültürel durumdaki kadın ve erkekleri
etkileyebilen, sık görülen, çok çeşitli faktörlerden etkilenen bir cinsel işlev bozukluğudur. Çok çeşitli
nedenlerden kaynaklanabildiğinden, cinsel terapiye başlamadan önce ayrıntılı bir değerlendirmeye
ihtiyaç duyulmaktadır. Bazı durumlarda üroloji ve kadın doğum muayenesine de ihtiyaç
duyulabilmektedir. Ayrıca azalmış cinsel isteğin kötü giden bir ilişkinin sonucu olduğu durumlarda
cinsel terapiden önce çift terapisi gerekebilmektedir. Böyle bir sorun yaşadığınızı düşünüyorsanız
profesyonel yardım alarak sorunun üstesinden gelmeniz ve yaşam kalitenizi artırmanız daha kolay
olacaktır.
Benzer Yazılar
Tıp alanındaki gelişmeler sayesinde klasik cerrahi uygulamaları yerini; daha küçük yara izi ve daha az ağrı ile sonuçlanan laparoskopik cerrahiye bıraktı.
Vajinanın dış bölgesinde meydana gelen genital bölge kanserlerine, dış genital kanseri diğer adıyla da vulva kanseri denir. Vulva, kadın genital bölgesindeki en dış ve en hassas kısımdır.
Adet ağrısı, kramp tarzında, bele ve kasıklara, bazen de bacaklara vurabilen şiddetli bir ağrıdır.
Kegel egzersizleri bilinen diğer adıyla pelvik taban egzersizleri, kadınlarda vajina etrafındaki kasların güçlendirilmesi için yapılan egzersizlerdir. Kegel egzersizleri düzenli yapıldığı takdirde; bu kaslar kuvvetlenerek idrar kaçırma, rahim sarkması gibi birçok sorunun önüne geçer.
Beta-HCG hormonu seviyesinden yararlanılarak kan ve idrar incelemesi ile yapılan testler, hamilelik hakkında kesin bilgi verse de bu gebeliğin sağlıklı bir şekilde ilerlediği anlamına gelmez.
Hamilelikte ideal kilo alımı olarak bir değerlendirme yoktur.
Hamilelik döneminde kadınlar cinsel isteklerinin değiştiğini söylemektedir. Bazı kadınlar cinsel isteklerinin arttığını bazı kadınlar ise bu durumun aksine azaldığını söylemektedir. Cinsel isteğin değişmesi kadınların hamilelik döneminde değişen hormonların, duyguların farklılaşması ile farklılaşmaktadır.
Gestasyonel Diyabet yani gebelik şekeri, ilk kez gebelikte saptanmış kan şekeri yüksekliği demektir.