12 Adımda Çocuklarınızı Yeni Dönemde Okula Hazırlayın!
Pandemi sürecinde uzun bir süredir online eğitimin devam ettiği ülkemizde Eylül ayından itibaren belli yaş gruplarındaki okullarda yüz yüze eğitime geçiş başlayacaktır. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikoloji Uzmanı Kln. Psk. Müge Leblebicioğlu Arslan, hem yetişkinler hem de çocuklar için psikososyal açıdan uyum süreci hakkında açıklamalarda bulundu.
“Pandemide hassas ortamda büyüyen çocuklarda okul fobisi oluşabilir”
Yetişkinlerin bile süreç içerisinde uyum göstermekte güçlük yaşadığı pandemi sürecinde psikososyal açıdan en çok etkilenen grubun okul çağındaki çocuklar olduğu söylenebilir. Dolayısıyla pandemide okula başlayan çocukların, okula uyumunun yanısıra pandemi ve onun getirdiği kurallara uyum konusunda da bir takım sorunlar yaşayabileceği düşünülebilir. Pandemi sürecinin hem yetişkinler hem de çocuklar için başlı başına bir uyum süreci olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu durum özellikle ebeveynlerde ‘pandemi döneminde okula başlayan çocukların okula uyum sürecinin nasıl daha rahat atlatabileceği ve neler yapılabileceği’ sorularını akıllara getirmektedir.
“Çocukların okula uyum süreci zor olacak”
Okula başlayan hemen hemen her çocuğun bir uyum sürecinden geçtiği söylenebilir. Bu durum bir de pandemi süreciyle eşleştiği zaman çocukların okula uyum sürecini zorlaştırabilmektedir. Bu uyum sürecine bağlı olarak da çocuklarda birtakım psikolojik belirtiler görülebilir. Bu süreçte ebeveynler çocuğun okula uyum sürecine destek olmalıdırlar. Ancak sadece ebeveynlerin okula başlamaya bir hafta kala gösterdikleri tutumlarının yanı sıra pandemi sürecinde çocuğun nasıl bir ebeveyn tutumuna maruz kaldığı da, okula uyum sürecini nasıl atlatacağı konusunda belirleyici bir rol oynamaktadır.
Ebeveynlere Notlar:
Çocuklarınızı virüsün bulaşmasından koruduğunuz kadar ‘kaygı, endişe’ gibi olumsuz duygularınızın bulaşmasından da koruyor musunuz?
- Ebeveyn duyguları çocuğa doğrudan bulaşır. Dolayısı ile pandemide sağlık, sağlıklı olma, virüsü kapmamaya yönelik yoğun kaygı ve endişe gibi olumsuz duygular yaşayan ebeveynler, ‘sokağa çıkarmama, çocuğu yalnızlaştırma, hastalık ve hastalanmaya karşı aşırı hassasiyet’ gibi aşırı koruyucu tutumlar göstererek çocuklarını korumaya çalışırken aslında uzun vadede çocukların psikososyal gelişiminde yol açabilecek olumsuz sonuçlarını gözden kaçırabilmektedirler. Dolayısıyla aşırı korucuyu, bağımlı ve hassas ortamda büyüyen çocukların okula başladıklarında yabancı bir çevrede hiç tanımadıkları insanlarla günlerini geçirmeleri, çocuklarda huzurluk oluşturarak okula uyum sürecinde güçlük yaşamalarına ve hatta okul fobisinin oluşmasına neden olabilmektedir.
- Ebeveynlerin pandemi ve uyulması gereken kurallar hakkında önce kendileri doğru bilgi edinmeleri gerekir. Ayrıca maske kullanımı, sosyal mesafe ve hijyen konusunda çocuğu uygulamalı olarak bilgilendirmeleri ve örnek olmaları oldukça önemlidir.
- Belirsizlik çocukta kaygıya yol açar. Çocuğunuza okula kaçta gideceği, okulda neler yapıldığı, orada yemek yiyecekleri saatlerin olduğu, zaman zaman oyunlar oynayacakları ve ders çalışacakları gibi konularda kendisini okulda nelerin beklediğine dair önceden sade anlaşılır bir dille bilgilendirin.
- Çocuğunuz okula başlamadan önce kendisine okulu gezdirin. Öğretmenleriyle tanıştırın, tuvalet, kantin gibi okuldaki bölümlerin nerelerde olduğunu çocuğunuza gösterin. Bu tutum soyut düşüncesi yetişkinler kadar gelişmemiş olan çocuğu, okulun nasıl bir şey olduğu ve kendisini nelerin beklediğini somutlaştırarak rahatlatacak ve güvende hissettirecektir.
- Okula başlayan çocuğun kaygı ve korku gibi hissettiği duygu mesajları ebeveynler tarafından doğru okunmadığında çocukta baş ağrısı, karın ağrısı ve mide bulantısı gibi psikosomatik belirtilere yol açabilmektedir. Dolayısıyla çocuğunuzun ne hissettiğini ve neye ihtiyaç duyduğunu anlayıp cevap vermek çocuğun iyi olma hali için oldukça önemli bir rol oynamaktadır.
- Özellikle ebeveynler bu süreçte çocuğun duygu ifadesini teşvik etmelidir. Bunu oyun, resim ya da kitap yoluyla yapabilirler. Bu süreçte ebeveynin kendi okula başlama sürecindeki duygularını çocuğuyla paylaşması, çocuğun zihninde güç sembolü olan anne ve babanın bile benzer duyguları yaşayabildiğini duyması çocuğu rahatlatarak güvende hissettirebilir.
- Çocukla kurulan iletişimde ve duygu paylaşımlarında ebeveynler olumlu ya da olumsuz abartılı anlatımlardan kaçınmalıdırlar. Örneğin; ebeveynin ‘okulda her şey çok güzel olacak çok eğleneceksin, herkes seni çok sevecek’ gibi abartılı olumlu anlatımları çocuğun gerçekte yaşadığıyla eşleşmeyebilir ve ebeveyne karşı duyulan güven duygusunu sarsabilir. Ya da ‘maskeni sakın çıkarma yoksa hasta olursun hepimiz hasta oluruz sonra tek başına kalırsın ‘ gibi anlatımlar çocukta var olan kaygının daha çok artmasına neden olabilir.
- Özellikle pandemi sürecinde bir yakınının kaybına maruz kalmış çocuklar okul sürecinde yoğun ayrılık anksiyetesi yaşayabilirler. Dolayısıyla okul çıkışı onu tam zamanında alacağınızı, kendisini nerede bekleyeceğinizi, nereden servise bineceğini ve hatta eve gittiğinde onu evde kimin karşılayacağına dair bilgiler çocuğu rahatlatarak ve güvende hissettirerek kaygıyla daha rahat baş etmesine yardımcı olacaktır.
- Vedalaşmayı ajitasyon oluşturacak hale getirmeyin ve kısa tutun. Çocuk kaygılandığında ya da olumsuz bir duygu yaşadığında ebeveyni gözlemler eğer aynı duygu ebeveynde de eşlik ediyorsa kendi korkularının yerinde olduğunu zihninde doğrulayacaktır. Bu durum çocukta okula uyumu güçleştirebilir.
- Özellikle online sisteme alışmış olan çocuğunuzun yemek, uyku, oyun saatlerinin yeni düzene göre tekrar düzenlenmesi oldukça önemlidir.
- Okula gitme çocuğun sorumluluğudur. Dolayısıyla bu algınının çocukta oluşması için ebeveynler çocuğun okula uyum sürecinde ‘okula gidersen dondurma alacağım.’ gibi söylemlerden uzak durarak, ödül ceza sistemini kullanmaktan kaçınmalıdırlar. Aksi taktirde çocuk okula gitmeyi ya da gitmemeyi ebeveyne ödül ya da ceza olarak kullanabilir.
- Son olarak, okula başlama bedensel, zihinsel, duygusal ve sosyal açıdan bir hazır oluşu gerektirmektedir. Bu hazır olmuşluk her çocuk için farklılık gösterebilir. Örneğin bazı çocuklar 5 yaşında okul olgunluğuna sahipken bu olgunluğa 7 yaşında ulaşabilen çocuklara da rastlanabilir. Okula olgunluğuna ulaşmamış çocuklar okula başladıklarında uyum sorunları yaşayabilmektedirler. Dolayısıyla okula başlamadan önce alanında uzman bir psikolog tarafından çocuğun psikososyal gelişiminin değerlendirilmesi ve ebeveynle birlikte işbirliği içeresinde çalışarak becerilerinin geliştirilmesi oldukça önemlidir. Okula başladıktan sonra da benzer şekilde çocuğun biyo-psiko-sosyal gelişimi ebeveynler ve öğretmenler tarafından gözlenmeli herhangi bir gelişimsel bozukluk belirtileri görülüyorsa çocuk ve ergen alanında çalışan uzman bir psikologdan destek alınması çocuk ruh sağlığı açısından oldukça önemlidir.
Benzer Yazılar
Dijital Oyun Bağımlılığı Çocuklarda Ciddi Bir Sorun Olarak Büyüyor
Vajinusmustan Kurtulmak Sandığınız Kadar Zor Değil!
Kışın erken kararan havalar, gün ışığından az yararlanmak, soğuyan havalar ile fiziksel etkinlik alanlarımızın azalması yatkınlığı olan kişilerde kış depresyonuna neden olabiliyor.presyonu Kapıda mı?
Asperger sendromu olan çocuklarda sözel olmayan iletişim alanında oldukça sınırlılık, jest ve mimik kullanmama. Tek ton monoton bir ses tonu ile konuşma, yaşıtları ile empati kurmama ama bunun yanı sıra normal zeka olma ancak sınırlı ilgi alanı ile sadece belirli konular ile ilgilenip sürekli o konulardan bahsetme söz konusudur.
Pandeminin günlük yaşantımıza getirdiği kargaşa bir yana, şu an yaşadığımız belirsizlik durumu günden güne endişelerimizi arttırıyor.
Tatil Sonrası Adaptasyon Güçlüğünün Yaşanmasında 10 Önemli Faktör
Bu durumun geçici olduğunu kendinize hatırlatın